"Hayır yine yapacağım"
"Hayır yapmayacaksın kendini bir kez daha üzmene izin vermem"
"Üzülen ben oluyorum sen değil"
"Senin üzüntün benim üzüntüm. Ne zaman birimizin hissettiği duyguları diğerimiz hissetmedi. Sen bir kez daha üzülüp mahvolmazsın tamam mı"
Defne'in cümleleri ile derin bir nefes alıp yavaşça verdim. Evet o, Defne benim herşeyimdi tek dostumdu. Küçüklüğümüzden beri beraberiz tüm ilklerimizi beraber yaptık ve yaşadık. O benim aksime daha soğuk ve sert birinden. Peki ya ben. Ben mi kimim?
Ben 24 yaşında hayatı boyunca tüm herkese ve herseye iyilik yapan ama sonunda hep üzülen olmuşumdur. Tüm iyiliklerin sonunda hep üzüldüm ama bunu sürdürüyorum neden mi çünkü ben bir salağım. Evet kelimenin tam anlamıyla salağım. Hiç mi ders almadın dersen aldım ama ben de buyum yapmaya devam ediyorum. Şu anda eski bir arkadaşım benden arabamı isteyip ve biraz takılalım dedi. Defne de buna itiraz ediyor. Günün sonunda yine üzüleceğimi düşünüyor yani evet biraz haklı olabilir.
"Çok mu çıkmak istiyorsun gel çıkalım. Senin bu iyilik yapma derdini anlamıyorum.Şunu da sen anla hep sen üzülüyorsun kusura bakma da bu yaptığına enayilik denir.Ay yeter be sustum sustum artık yeter. artık kıt beynine sok! "
"Tamam Defne tamam anladım"
"Her seferinde bunu deyip benden gizlice yaptın. Ama bu sefer öyle olmayacak anladın mı kalk"
"Ne niye kalkayım" soruma cevap vermeden kolumdan kaldırıp boş odaya götürüp koltuğuna oturttu
"Ne yapacağız burda?"
"Biz değil sen yapacaksın. Otur şuraya düşün iyice ben yaptım da bu kadar üzüldüm diye"
"Hayır Defne istemiyorum" deyip ayağa kalktım ama o bir hışımla beni koltuğa geri iteleyip koşarak kapıdan çıkış kapıyı kitledi "
"Defne! Aç Kapıyı!"
"Otur burda açmayacağım"
"Defne! Aç şunu!"
Bir kaç dakika daha bağırdığımda pes edip sustum. Ne var yani arkadaşımla dışarı çıkacaksam normal bir şey değil mi. Her insan üzülebilir yani. Ben sadece iyi biriyim bu kadar abartmaya gerek yok.
Aslında bakarsan gitmeyebilirdim ama sırf Defne beni buraya kitlediği için burdan çıkıp gidecektim. Nasıl olsa kaçta ve nerde buluşacağımızı biliyordum.
Telefonum
Kahretsin telefonum salonda kalmıştı. Elimle şortumun cebini yokladım. Arabamın anahtarı cebimdeydi. Şanslı günümdeyim.
Müstakil bir evin en iyi yanı yüksekte olmaması en azından benim evimin öyle . Evimi seviyorum. Yaz ayında olduğumuz için pencerelerde sineklik takılı. Sinekliği çıkarıp sessizce yere koydum pencereyi açtım. Aşağıya baktım. Çok da yüksek değildi Yavaşça ve dikkatlice inersem birşey olmazdı bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşçı Geyik
Novela JuvenilGeyikler hızlıdır küçüğüm. Artık tüm bu kötülüklerden kaçabildiğin kadar hızlı kaç ve arkana bakma. Bu aslan artık çok yorgun Küçük Geyik ve Aslan'ın hikayesi