Sorunsuz bir günde gelen sorun

37 3 6
                                    


"Evet Hande hanım bu ayki kontrolümüz de bitti Pamuk gayet sağlıklı." 

 Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle son kez Pamuğu öperek sahibi Hande Hanım'a verdim. 3 ay önce kalça kırığından dolayı ameliyat olan orta yaşlı pofuduk kedimiz Pamuğun aylık kontrolünü yapmıştık ve gerçekten beklediğimden de daha sağlıklı bir halde bulmuştum onu. Hande Hanım'da rahatlamış bir şekilde kedisine sarıldı ve bana teşekkür etti. Bütün stresimin yorgunluğunun geçtiği hissettim. 

Hayatta sanırım en mutlu ve huzurlu hissettiğim an savunmasız bir canın hayatını kurtardığım ve onu seven insanları mutlu ettiğim zamanlar. Onların yüzündeki mutluluğu görmek her şeyden öte. 

Pamuğu çantasına koyduktan sonra bana yeniden teşekkür ederek klinikten çıktılar. Ben de derin bir nefes alarak masama oturdum. Gerçekten çok yorulmuştum. Başta randevu var mı diye bakmak için ajandamı açmıştım ki bugünün son hastamın sevgili Pamuk olduğunu fark ettim. Saatte baya geç olmuştu. Bilgisayarda son kez maillerimi kontrol ederek geri dönüşlerimi verdikten sonra hazırlanmaya başladım. 

Tam kliniği kitlerken telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp kulağım ve omzum arasına sıkıştırarak aramayı cevapladım. Bir elimde çantamı tuttuğum diğer elimle de kapıyı kitlemeye çalıştığım için arayana bakamamıştım bile ama heyecanlı sesi duyar duymaz tanıdım.

"Derriiinnn! Çıktın dimi çıktın? Çabuk benimle yemek yemeye geliyorsuunn!" 

Kulağımda bağıran Selin'in sesini duyduğumda istemsiz irkildim ama gülmeden de edemedim. Selin benim fakültenin ilk senesinden beri en yakın arkadaşımdı hatta bir dönem beraber bile yaşamıştık. İkimizde İstanbul'a üniversite için gelmiş bilgisiz çocuklardık ve kısa sürede birbirimize ısınmıştık. O zamandan beri en yakın arkadaşlarız ama işlerimiz yüzünden bir süredir birbirimizi göremiyorduk.

"Evet Selinciğim müsaade edersen şuan kliniğimi kapatıyorum ve çıkıyorum ama çok yorgunum bir yere gelebilir miyim bilmiyorum." 

"Saçmalama sen daha hiçbir şey yememişsindir kesin hemen gidiyoruz ben zaten yoldayım istersen seni alayım karşıda sahil tarafında açılan yeni restorantı görmek istiyorum lütttfeeenn!" 

Sesindeki neşe ve canlılık benimde vücuduma kan pompalamıştı kendimi daha neşeli hissetmeye başladım. Onun bu halleri gerçekten çok eğlenceliydi.

"Tamam deli kız tamam geleceğim ama beni almana gerek yok marmarayla gelirim yakın bana hem trafiğe de kalmamış olurum konum atarsın telefonuma gidince." 

"Tamam o zaman seni çoook seviyorum görüşürüz öptüm.

"Öpt-" çoktan telefonu kapamıştı bile. Gerçekten bu kızdaki hayat enerjisinin azı bile bende olsa belki daha farklı bir hayat yaşıyor olabilirdim. 

Onunla konuşurken çok binadan çıkmıştım. İstanbul'un orta sınıflı kalabalık bir semtinin ara sokağında bir apartman dairesinde ufak bir kliniğim vardı. Okuduğumuz üniversiteye yakın bir bölge olduğundan ve öğrencilik yıllarımda da buradalar da yaşadığımdan sanırım ayrılmak istemiştim. Çok da fazla bir bütçemde yoktu bunun için. Bu genç yaşımda kendi kliniğime sahip olabilmek bile benim için büyük şanstı. Teşekkür ederim canım ailem bana her şekilde destek çıktılar. Yaşadığım ve çalıştığım yerin bir diğer artısı da merkezi bir yer olmasıydı. İstanbulun her yerine her toplu taşıma imkanı vardı. Fakat tüm bunların yanı sırada biraz tehlikeli ve her çeşit insanın bulunduğu bir yerdi.

Çıktığımda hava baya bir kararmıştı kış geldiği için günler kısalmıştı ama havalar pek de soğumamış olmalı ki ince bir gömlek ve paltoyla titremeden hayatıma devam edebiliyordum. Normalde zayıflığımdan ve kendi sağlığıma pek ilgi duymadığımdan ötürü çok üşüyen bir yapıya sahibimdir.

 Her neyse cadde çıkmadan önce telefonumla ilgileniyordum ki bir anda cıyaklamaya benzer ses çıkaran bir hayvanın seslerini duydum. Can çekişen bir köpeğe benziyordu. Beynimden vurulmuşa döndüm. Hemen sesin nereden geldiğini algılamaya çalıştım. Bir şekilde onu bulmam gerekiyordu. Biraz önce çıktığım yokuşu geri inmeye başladım ses gittikçe bana yaklaşıyordu. Sonra bir sitenin boşluğu olduğunu düşündüğüm karanlık pis yerden gelen inlemeleri duydum. Hemen koşarak oraya gittim de yerde yatan kanlar içinde bir doberman gördüm. 

Çok kan kaybeden köpeğin hemen yanına diz çöktüm vücuduna dokunduğumda buz kestiğini fark ettim. Canı çok yanıyordu ve benim orada olduğumu bile fark etmiyordu. Çantama bağlamış olduğum atkımı çözüp ilk önce karnındaki yaraya tampon yapmaya başladım yarası çok derin duruyordu ve böyle pis bir sokakta enfeksiyon kapabilirdi hatta kan kaybından ölebilirdi. Her ne kadar profesyonel bile olsam böyle bir durumda elim ayağıma karışmıştı. Kurşun yarasına benziyordu acil ameliyata alınması gerekiyordu. Kendi kliniğimde bunu şuan yapamayacağım için caddede bulunan tam teşekkürlü bir özel hayvan hastanesinde çalışan arkadaşımı aramam gerekiyordu. Yakın olduğu için buraya gelip onu alabilirlerdi ve beraber götürürdük. Tampona bastırmaya devam ederken tek elimde telefonumu bulmaya çalıştım. Telaşla yerde bir yere fırlatmıştım. Ama yanan ışığından dolayı kolaylıkla buldum. Bir cevher bulmuşum gibi hevesle telefonumu atıldığım sırada ensemde bir soğukluk hissettim ve peşinden de bir namlu sesi.

"Hemen o telefonu bırakıyorsun ve ellerini kaldırıyorsun yoksa acımam direkt sıkarım."


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mafyanın VeterineriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin