Bazen öyle anlar geliyor ki en sevdiğiniz, en değer verdiğiniz bile sizi öylesine sinir ediyor ki. Tek kalemde silmek istiyorsunuz, "Çıksın hayatımdan ya ne olacak sanki" diyorsunuz. Olmasa ne olur ki. Siz hiç çok değer verdiğiniz birinin size zarar verdiğini düşündünüz mü? Ben sürekli biri için düşünüyorum bunu. Elinizde olmayan bir şey yüzünden azarlanıyor musunuz siz de benim gibi? Benim sesimin desibeli biraz fazla yüksek mesela. Kendimi duymuyorum, sadece kendimi de değil çoğunlukla bazı şeyleri duymam için sesinin biraz yüksek olması gerekiyor. İşte bu sebepten dolayı ses tonumu ayarlayamıyorum. Aslında bağırmıyorum da biliyor musunuz, sadece sesim yüksek çıkıyor işte. Bu benim bir sorunum ve bunu en yakınım anlamayıp bu konuda bana kızıyorsa sürekli bu aslında hiç yakınım olmamıştır mı demek? Çünkü biri size gerçekten yakınsa sizin sorunlarınız konusunda anlayış göstermez mi? Jung dedik birbirimize. Bu iki kişi arasındaki bağ nefrete bile dönse asla birbirlerinden kopmadıkları anlamına gelen Korece bir kelime. Madem öyle neden ben anlayış göremiyorum ondan. Madem öyle ben onun her daim yanında olurken o neden benim bu tür sorunlarımdan dolayı tartışıyor benimle. Oysaki ben bana yaptığı çok kötü bir şeyi bile sineye çekmişken. Kardeşim diyorum, kardeşim diyor ama kardeşler birbirlerine kızmaz ki böyle sebeplerden. O halde ben kardeşim derken samimiyim ama sen değil misin? Bir keresinde kötü olduğu bir an yazdı bana ama o an ben de kötüydüm. Elimden geldiği kadar destek olmaya çalıştım. Ama o daha önce olmuş minik bir olayı yüzüme vurdu. Ben onun yaptığı o koskocaman olayı bir kez yüzüne vurmamışken o ufacık bir olayı benim yüzüme vurdu. Siz de artık anlaşılmamaktan yorulmadınız mı? Çünkü ben çok yoruldum:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdan Geçenleri Satırlara Yolladım
Não FicçãoBir keresinde Beyza Alkoç'un Karantina serisini okumuştum. Onur Zorlu (Boysan)'nun bir repliği vardı "Ruhumdan her geçeni dudaklarıma yollasam, ruhuma ne kalır.". Madem öyle ben de ruhumdan her geçeni satırlara yollarım :)