sunflower||Mewgulf

Başlangıcın Başı - 2-

Yaşadığı her şey bunun içindi.
Bunca zaman yaşadığı tüm acılar ve geçirdiği onca şey, bugün karşısındaki çocuğun gözleriyle buluşabilmek içindi. Karşısındaki bu çocuk, şu ana kadar sorguladığı her şeyi mantıklı kılıyordu. Mew'in hayatını mantıklı kılıyordu.
Ama kafasındaki coşku bir anda kesildi ve gerçeklik yüzüne tokat gibi çarptı.
Güvenemezdi. Olanlardan sonra yaptığı her adımı binlerce kere kafasında sorguluyor, her adımına tekrar tekrar karar veriyordu. Ona yaklaşamazdı. Sevincini, duygularını ve sevgisini bu çocuğa belli edemezdi.
Aynı şeyleri yaşarsa...
Aynı şeyleri yaşarsa mahvolurdu, bu sefer düştüğü yerden kalkamaz, hiç açılmayacak binlerce metre derinliğindeki mezara atardı bedenini. Bir anda içini dolduran korkular ile sakin kalmaya çalışıp nefesini kontrol altına almak için uğraştı. O günden beri ne zaman biriyle iletişim kurmaya çalışsa sıklıkla gösterdiği belirtilerdi. Yavaşça gözlerini karşısındaki çocuktan çekip selam vererek mırıldandı.

"Mew."

Beraber bir yolculuğa başlıyor ve bir projede başrolü paylaşıyorlardı. Mew bu dizi için seçmelere gelmeyi aklında binlerce kez düşündü her günün başlangıcında yapamayacağına karar verip vazgeçiyor, daha gün bitmeden kararlı bir şekilde kendine güvenerek seçmelere gitmek için can atıyordu. En sonunda yapmıştı. En sonunda ayakları onu buraya getirmiş ve denemek istemişti.
Yapmıştı.
Seçmelerde binlerce kişiyle oynadığı küçük sahnelerden sonra dizi için başrol olmasına karar verilmişti.

Gulf denen çocuğun gözlerindeki bakışları, yüzündeki mimikleri ve oyunculuğunu çok beğenmişti. Bir an aklı durmuş, karşısındaki çocuğun oyunculuk yaptığına bile inanmamıştı.
Gulf oyunculuk yapmıyordu, yaşıyordu.
Nasıl olduğunu, bunu nasıl başarabildiğini anlamıyordu ve koca iki yıl boyunca da bu sorusuna düzgün bir cevap bulamayacaktı. Çekimler ilerledikçe ve beraber daha çok vakit geçirdikçe Mew gittikçe daha da iyi olduğunu düşünüyor, bu çocukla yaşanan her anın onun için şifa olduğunu kendine binlerce kez itiraf ediyordu. Bu süreçte Mew Gulf'ın uzun süreli bir sevgilisi olduğunu ve hatta kendisinden aralarının çok iyi olduğuna dair haberler almıştı. Başta bu habere sevinse mi üzülse mi bilemedi ama her şekilde içini derin bir burukluk kaplamıştı. Ne kadar üzülse de hiçbir şekilde duygularını belli etmedi ve bu şekilde Gulf ile ilişkilerini sürdürmeye devam etti.
En sonunda fark ettiği bir gerçek vardı.
Gulf'ı kaybetmek istemiyordu, ister en yakın arkadaş hatta kardeş olsunlar ister sevgili.
Gulf'ı kaybetmek hiç ama hiç istemiyordu. Bu yüzden onunla ilgili her şeyi kabullendi. Sinirlendiği olaylar karşısında bile üzerine gitmemeye ve onunla yapabildiği kadar ilgilenmeye çalıştı.
Eğer bir gün ayrılmaları ve ikisi için yazılan bu hikayenin sonu gelmesi gerekirse Mew bunu en güzel şekilde bitirmek, Gulf'ın onu en güzel şekilde hatırlamasını istiyordu. Bunca zaman çalıştığı ve uğraştığı tek şey bu olacaktı. Ona olan hayranlığını, sevgisini geride bırakıp sadece Gulf için iyi biri olmaya çalışacaktı.
Gulf ise bunca zaman ne utangaçlığından ne de çekingenliğinden ödün verdi.  Her zaman Mew'e aynı utangaç ve çekingen gözlerle bakıyor, bir şey sormadan önce üzerinde iyice düşünüyordu.
Fakat her şekilde ne olursa olsun anlaşıyorlardı. Hayatları daha bir bütün olmasa da bir parçası olmak için uğraşıyordu ikisi de.
Gulf Mew'in hayatının bir parçası olmak için uğraşıyordu uğraşmasına ama karşısındaki adamın hayatında o kadar büyük bir parça eksikti ki Gulf ister istemez o büyük parçaya sahip olmuştu. İşler tersine gidiyor, ne kadar birbirlerine karşı mesafeli olmaya çalışsalar birbirlerinde buluyorlardı kendilerini.
Bu ikisinin de uzun süre kabul edemediği büyük bir gerçekti. Birbirlerinin hayatına sahip olmuşlardı.
Yaşadıkları arkadaşlık hiç olmadığı kadar değerli ve güzeldi. Ne kadar gelişmesi zor olsa da bir şekilde her şey güzel bir noktaya gelmesini biliyordu.
Mew bu ilişkiye sahip çıkabilmek için kalbindeki tüm mezarlarda yatan benliğini bir daha oradan çıkmamak üzere gömdü.
O kadar derine gömdü ki Gulf'ın yanında bambaşka birine dönüştü.
Bazen kendini bile tanıyamıyor, onca zaman sonra yüzünde açan gülücüklere hayret ediyordu.

Nasıl biri olduğunu unutuyordu.
Ya da Gulf ona nasıl biri olduğunu hatırlatıyordu.