Bölüm 8

382 19 2
                                    

Thomas kapıyı kilitlemişti. Kaçacak hiç bir yerim yoktu. Odam 2. kattaydı. Buna rağmen bedenimi riske atamazdım. Birnevi intihar etmekle aynıydı.

Tanrım ! Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kapı kilitliydi ve Thomas psikopatlaşmıştı. Aklıma Andy'yi aramak geldi. Kısa süre sonra bu plandan vaz geçtim. Andy'nin buraya gelebilmesi imkansızdı. Bir diğer konuda telefonum mutfakta kalmıştı.

Thomas, yavaş adımlarla yanıma gelmeye başladı. Sırıtıyordu.

''Emily, Andy ölmek üzere bunun farkında olmanı umuyordum.'' Gülüyordu. Fakat susması gerektiğini anladı. Dayanamamıştım. Ve en sonunda gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Thomas, duygusuz gözler ile bana bakıyordu.

Sokak kapısının çarpması ile Thomas'ın gözleri kilitli olan kapıya yöneldi. Kapı zorlanıyordu. Thomas korkmuştu.
"Emily, bu sefer beni kime şikayet ettin ?"

Tanrım ! Kimseye şikayet ettiğim yoktu. Gelen annem olmalıydı. Fakat bundan yararlanarak, Thomas'ın gitmesini sağlayabilirdim.
"Thomas, kimin geldiği mühim değil. Burdan gitmezsen emin ol pek iyi şeyler olmıyacak. Gitmen lazım !"
Başını evet anlamında salladı.

Camı işaret ederek. Oradan çıkabileceğini gösterdim.

Açıkçası ben olsam bunu yapmazdım. Ölmek benim için bir seçenek değildi. Fakat o Thomas. Yani umursamam gerçekten saçmaydı.

Thomas camdan atlayarak, bahçede bulunan kapaklı çöp kovasına atladı. 4 saniye içinde yerdeydi. Başarmasını ummuyordum.

Etrafıma göz gezdirdim. Anahtarın nerde olabileceğine bakıyordum.

Kısa sür sonra bulmuştum. Masadanın üzerindeki zarfın yanındaydı. Fakat bir şey dikkatimi çekmişti.

O zarf kesinlikle benim değildi. Thomas bırakmış olmalıydı. Zarfın içinde bir CD birde not vardı.
OYNAT BUNU

İçimdeki merak beni dürtmüştü. Fakat zaman yoktu. Zarfı yatağımın altındaki küçük kutuya koymuştum.

Kapının kilidini açtım. Haklıydım gelen annemdi. Onunla kesinlikle konuşmak istemiyordum. Bu yüzden sırt çantamı ve biriktirdiğim tüm harçlığımı alarak kapıya yöneldim. Annem yanıma gelmişti.
"Emily, seni özledim tatlım. "

Yüzüne umursamadığımı belirten bir bakış attım.
"Herneyse, ben çıkıyorum. "
Kapıyı çarpıp çıkmıştım.

Biraz yürüdükten sonra taxi çağırdım.

Kısa süre sonra şehir merkezindeki en iyi dükkanlardan birindeydim.

Dükkan kapısı siyah renkteydi. İçeriğ girdim an siyah olan tek şeyin kapı olmadığını fark ettim.

Kesinlikle burası Andy'nin hayallerindeki kızı yaratabilecek türden bir yerdi...

Bu bölüm biraz zorlama oldu. Ne yazık ki moralim şu zamanlar biraz bozuk. Sizden bu konuda özür diliyorum. Bir sonraki bölüm olayları daha çok toparlamaya çalışacağım. Vote veren herkese teşekkürler...

Beni unutmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin