Kuroo Tetsuro üniversiten yeni mezun olmuştu. Ailesinin isteği üzerine okuduğu psikolojiyi sonunda bitirmişti. Daha kendi adı ile bir işe başlayamayacağından bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde görevli olarak çalışmaya başlıyordu bugün.
Dev hastanenin önüne geldiğinde bir süreliğine durdu ve hastaneden gelen sesleri dinledi. Burada sayamayacağı kadar çok problemli insan vardı. Arkadaşlarına işe başlayacağını söylediğinde neredeyse herkesten aldığı ilk tepki :
-Korkmuyor musun oğlum delilerden? Orada kala kala sende aklını kaçıracaksın aman dikkat et." olmuştu. Kuroo omuz silkmişti onlara karşı. Her ne kadar bölümünü delice sevmese de insanları dinleyen bir yapıya sahipti.
Son kez derin bir nefes alarak yavaş adımlarla hastaneye doğru yürüdü. Kapıyı ittirip içeri girdiğine önüne çıplak olarak koşan bir adam ve onun peşinden küfrederek giden bir görevli çıkmıştı.
Güzel başlangıç diye düşündü Kuroo. Resepsiyona gidip işlerini hallettiğinde resepsiyondaki kadın ona başhekimin yanına çıkması gerektiğini söyledi. Kuroo yavaş adımlarla merdivenlerden hastanenin 3.katına çıktı. Kapıyı tıklatıp içeriden gel sesini duyduğunda içeri geçti.
50'li yaşlarda olan başhekim ona gülümseyerek koltuğu gösterdi. Kuroo koltuğa oturduğunda başhekim ilk olarak ona kuralları ve nöbet olayını anlattı.
-Şimdilik yeni geldiğin için sakin hastalarla uğraşacaksın. Geldiğin gibi korkutmayalım seni. Beni takip et." diyerekten kapıya yöneldi başhekim.
Beraber uzun bembeyaz koridorlardan geçtiler. Etraftan gelen ses yavaşça azalıyordu onlar ilerledikçe. Ses tamamen bittiğinde ve etraf Kuroo'nun kendi nefes sesini bile duyabileceği kadar sessizleştiğinde başhekim Kuroo'ya döndü :
-Burada genellikle obsesif kompulsif bozukluk , depresyon , anksiyete , sosyal fobi , bipolar gibi hastalılara sahip hastalar bulunuyor. Genellikle kriz geçirmedikleri sürece etraf fazla sessiz. Ama en çok zorlanabileceğin hasta tipleri de onlar. Çoğu fazla inatçıdır. " diyerek yorgunca gülümsedi başhekim.
-Birazdan etkinlik saati gelecek onların . O zaman kendini onlara tanıt. Şimdi odalarına girmeni pek önermem. Yeni birini gördüklerinde çoğu korkuyor. Kolay gelsin." Kuroo'nun omzunu patpatlayarak yanından ayrıldı başhekim. Kuroo en azından sessiz bir yere görevlendirildiği için tanrıya teşekkür etti ve koridorda dolaşmaya başladı. Yürürken kapıların aralıklarında çaktırmadan odaların içine bakıp , hastaları kontrol ediyordu. Koridorun sonuna geldiğinde tam geri dönecekken fazlasıyla açık olan kapıdan içeri baktı.
Bir hemşire hastanın serumunu değiştiriyordu. Yatakta yatan hastaya göz ucuyla baktı Kuroo. Gördüğü manzara karşısında kalbi sıkıştı. Siyah , sarı saçlı bir genç yatıyordu yatakta. Beyaz teni fazlasıyla solmuştu . Soluk tenine rağmen ona bakan sarımsı gözler ise fazlasıyla çarpıcıydı. İkili bir süre bakıştığında genç rahatsızlıkla başını yana çevirdi.
Hemşire işini bitirip dışarı çıkarken gencin isteğiyle kapıyı ardına kadar kapatmıştı. Kuroo ise yalnızca kapıya bakakalmıştı.
Kenmaya çok üzülüyorum. Bebeğim benim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stargazing / Kuroken
FanfictionRuh ve sinir hastalıkları hastanesinde çalışan Kuroo yeni bir hasta ile tanışır. Haikyuu / Kuroken