İçimden "Allah'ım ne olur dövüş sırasında olan bir şey değildir dedim ve usulca ve sakin olmaya çalışarak "Nasıl oldu?" Dedim. Derin bir nefes Aldı ve başladı anlatmaya "Annem zaten benim önceden de hastaydı. Yani vücûdunda virüs gibi bişey vardı. Sürekli onu yoruyordu. Fakat annem hiçbir zaman yılmadı. Dövüşlere gitmeye devam etti. Ona o kadar söyledim. Katılma böyle şeylere dedim. Zaten sırf bu yüzden babamla sürekli kavga ederlerdi. Ve en sonunda hayat ona son darbesini koydu." Dedi ve Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Hep de böyle şeyler benim başıma gelirdi zaten. Anlamıyordum ama bu çocukta bir şeyler vardı. Çok şey biriktirmişti içinde. Tam kalkıyordum ki Mert "Eğer sorun olmazsa Istanbul'da bir kaç günlüğüne sizde kalabilir miyiz? Yani en fazla 1 hafta." Dedi . Bu soruyu hiç beklemiyordum. Sonra Kafamı saladıktan sonra yer değiştirdiğim Kadınla tekrar yer değiştirdim. Yerime oturduğumda "Ne oluyor Laçin nerdeydin? Bu kadın kimdi?" diye uykulu sesiyle Konuşurken anlatmaya başladım. "Bak şimdi ben bir süreliğine Selim'de kalıcam. Yağmur ve Mert ile birlikte. Sende Pelin ve sevgililerinize kalırsınız " dedim sonra bana "REALLY NIGGA?" Bakışı Attı ve soruları yağdırmaya başladı.
"Ne demek Selim'de kalıcam? Yağmur ve Mert kim? Neden kalıyorsun sen hem o del- Selim'in evinde? Biz niye gelmiyoruz?" Dedikten sonra derin bir nefes Alıp sorulara cevaplamaya başladım. "Yağmur ve Mert benim dün dövüştüğünü kadının çocukları. Ve bu sabah da ölmüş. Bir süreliğine bir yerde kalamları gerekiyormuş. Bizim ev olmaz çok Dağınık ve yer yok. Selim'in evi de büyük ve müsait ben yokken istediğinizi yapın gidin gezin tozun. Tamam mı?" Sonra Ayça hala bana "REALLY NIGGA" Bakışını atmaya devam ediyordu ve sonra "Iyi tamam" dedi. Aynı şeyi Selim'e de anlattım. Oda kabul etti. Uçaktan indiğimizde Havaalanında bizi Pelin,Emre,Deniz,Buğra ve Efe bizi bekliyorlardı. Mert ve Yağmur Yanımda duruyorlardı. Beraber Yanlarına gittiğimizde Pelin Koşarak bize sarıldı. Sonra hepsi teker teker beni tebrik ettiler. Kendimi bayramlarda torunlarına elini öptüren nineler gibi hissettim. En son Deniz bana doğru yaklaştıkça ben uzaklaşıyorum en sonunda durduğumda "Tebrikler" dedi ve bana bir anda sarıldı. Hiç bir şey yapmamıştım. Sonra Emre "Tebrik ederim Laçin biz senin o karşındaki eziği daha da ezebileceğini biliyorduk." Dedi o Sırada da benim gözüm Mert ve Yağmur'a kaydı. Mert bir ara sinirlendi ama o da benim gibi dikkatimi dağıtmak için yere bakayı denedi. "Şimdi ben de tam oraya geliyordum. Tanıştırayım Yağmur ve Mert. Ikisi benim dün gece dövüştüğünü kadının çocukları." Dediğimde herkes bir an sustu. Ve konuşmaya devam ettim. "Bu sabahta annesi öldü. Bu yüzdende İstanbul'a geldi ve bir süreliğine benle kalıcak" dediğimde Deniz'in bir an gözleri büyüdü. "Pardon kardeşim. Yani ben senin o ...." Derken Emre, "-bilmiyordun. Biliyorum" diye bitirdi Emre'nin yarım kalan cümlesini Mert. Sonra kafasını yavaşça salladı Emre. Bende elimi Mert'in omzuna koydum ve "Ee o zaman gidelim biz o zaman" dedim ve arabaya doğru ilerledik. Selim'in evine geldiğimizde Mert,Yağmur'u kucağına aldı ve eve doğru yürürken Selim'de valizlerinizi alıp eve doğru gitti. Fakat garip bir şey vardı. Uçakta Mert'lerin yanına oturan o kadın yoktu. Eve doğru ilerleme devam ederken Mert'in yanına gidip "Uçakta o yanınızda oturan kadın nerde?" Dediğimde "Bilmem" demesi beni daha da gariplendirmişti. "Görüşürüz!!" Diye arkamdan bağırdı. Bende ona "hapise girmeden öncede bana bunu söylemiştin ve 2 yıl çıkmamıştım!!" Diye bende ona bağırdım. Sonra gülmeye başladık ve onlara el salladıktan sonra eve girdiğimizde Mert, Yağmur'u koltuğa yatırdı. Sonra bende odalardan birine yerleşip uyudum. Gözlerimi açtığımda karşımdaki koltukta biri uyuyordu. Mert?Bu sefer *REALLY NIGGA?* bakışı bendeydi. Ona doğru yaklaştığımda büzülmüş uyuyordu. Bende dayanamayıp dolaptan battaniye çıkartıp üstüne örttüm. Saçları dağılmıştı. Gerçekten şu an çok tatlıydı. Tam yatağıma gidecekken bağırmaya başladı. Arkamı döndüğümde hala bağırmaya devam ediyordu. Yanına hemen gittim ve soğuk soğuk terleme başladı. Sonra içerden Yağmur geldi. Ve bana "sakin ol. Senden bir şey istiyorum. Bana bir tane daha temiz battaniye getirir misin?" Dedi ne yapacağına anlamadım ama hemen dolaba gidip bir tane daha battaniye getirirken o da üstündeki battaniye ile vücudunu sarıyordu. Battaniyeyi getirdiğimde battaniyeyi yüzüne Yavaşça örttü . Bitek elleri battaniyenin dışında duruyordu. Sonra ellerinden tutup gözlerini kapatıp dua ettikten sonra battaniyeyi yüzünden çekti. Yüzünden çektiğinde Mert bağırmayı kesmişti. Yağmur yatağına gittikten 2 dakika sonra Mert uyandı. Hiç bir şey demeden tuvalete gitti. Durum tamamen "WTF?" . Telefonum çalarken hiç de açmak istemedim. Ama 2-3 kere daha aradıktan sonra merak ettim ve telefona baktığımda arayan Deniz'di. Ama yine açmamıştım. Bu sefer mesaj atmıştı.
"Laçin bilerek açmadığını biliyorum ama şu an aşağıdayım seninle konuşmam gerek"