Daha kendi götünüzü zor kurtarırken eğer size biri emanet ediliyorsa bu büyümeniz gerektiğini gösterir. Kabul etmeliyiz ki küçükken büyümek büyüdükçe ve sorumluluklarımız arttıkça geriye dönmek isteriz. Tabikide bu istediğimizde alınmayan oyuncaklar gibi bir yol izler. Küçük bir keşkeyle başlar, ister, ister ve daha çok isteriz. Sonunda ise elimizde hiçbirşey olmadan başka birşeyi istemeye devam ederiz.
Peter Pan'ın da dediği gibi büyümek tuzaktır. Evet evet Peter Pan. 20 yaşında birisi olarak size özlü sözler söyleyip kafa yormaktansa ufak şeylerden anlam çıkarmak her zaman daha kolay olur.
Güzel ve huzurlu düşüncelerinizi bölen bir dangalak arkadaşınız hayatınızda daima bulunur ve bunu şuanki gibi her tekrarladığınızda içinizdeki katilin canlandığını hissetmek fazla zor olmaz.
''Fantazi kurmayı bırakma o sikik götünü kaldır.'' Tapılası olan popoma bunları söylemesi kesinlikle beni kıskandığını kanıtlıyordu. Hadi ama millet ben Justin Bieber'im buna alıştım artık.
''Alt tarafı 17 yaşında bir kız arıyorsun. Ya sabahlara kadar kütüphanede pinekleyen inek bir tiptir yada evden çıkmayan insanlardan tiksiniyorum bakışlarıyla ortalıkta dolaşan birisidir. Böyle birini bulman fazla uzun sürdü.Yeteneklerini kaybettiğini düşünüyorum 008''
Gözlerimi açmadan söylediğim cümlelerde haklı olduğumu biliyordum. Bunun getirdiği özgüven kendi egomu tatmin etmem için gereğinden fazlaydı bile.
''Bu sefer haklı değilsin.''
Kahkalarımı serbest bıraktığımda Ryan'ın sinirli soluk alıp verişleri odada hortum çıkartacak derecede hızlanmıştı.
''Ben her zaman haklıyımdır Ryan, böyle şeyler yapmana gerek yok. Kabullen artık.''
''Kızın sabaha kadar götü başı dağıtacağı tam 8 tane barı var, para içinde yüzüyor ve hap, iğne, toz ne ararsan kullanıyor. Açıkçası ben pek inek bir tip olduğunu düşünmüyorum.''
Ağzımı araladığımda kelimeler dışarı çıkamadı. Şaşkınlığımdan mı yoksa haksız olduğumdan mı kaynaklanıyordu bilmiyorum fakat başıma sarılan bela beni hiç memnun etmemişti. Hemde hiç.
Mia'nın Gözünden
Aynanın karşısında kendimi süzerken yüzüme yapmacık bir gülüş yerleştirdim. Hala bunu yapabilmem güzeldi. Görüntüm bas bas bağırarak 17 yaşında bir genç olduğumu söylesede ruhum aksini idda etmekten hiç çekinmiyordu. Ama sonuçta duyguların ve hislerin önemli olmadığı bir zamanda yaşıyorduk.
Unutmak bile saniyelerinizi alıyordu. Birkaç küçük hap, yada bir miktar toz. Sizi saniyeler içinde başka diyarlara sürekleyip Harikalar Diyarı'nda gibi hissettirebiliyordu. Fakat bu sonsuza kadar devam etmiyor. Sonunda ya Harikalar Diyarı'nda bir mezara sahip olurdunuz yada acıyla yüzleşirdiniz.
Peri masallarının sonunda gelip herşeyi yıkıp döken cadı gibidir gerçekler. Bir köşeye itip beklemeye dahi alsanız ordan çıktığında size kat ve kat daha fazlasını verir. Kara büyünün etkisinden sizi birinin çıkarmasını beklerken orda boğulursunuz. Eğer Tanrı sizi seviyorsa belki de birilerini gönderir. Benim için göndermişti fakat yine benden almıştı. Sanırım bu bana sana bu kadarı yeter deme şekliydi.
Düşüncelerimin arasından kurtulup kendime geldiğimde buğulu görüşüm hemen kendimi toplamam gerektiğini bildiren bir alarmdı. Üstümdekileri son kez düzeltip merdivenlere yönelerek alt kata indim.
Saat hızla ilerlerken insanlar şimdiden birbirine sürtünüp sarhoş olmaya başlamıştı bile. Gözlerim bir taraftan Dylan'ı ararken düşmemek için çaba harcıyordum. Diğer merdivenlerden kafayı bulmak için yukarı çıkan insanlar ve çoktan kafayı bulup inen insanlar vardı. Çoğu buraya gelip kendini bırakmaya bayılırdı.
Bar eski bir binanın 2 kat altına inşa edilmişti. Üst katta ise insanların kafayı bulup seviştiği odalar vardı. Bunlar dışardan görünmeyen kısımdı. Eğer Teksas'ta bu şekilde bir bar işletiyorsanız şehrin en zengin olma olasılığınız oldukça fazladır. Çünkü insanlar değişik ve ilgi çekici şşeyler arıyordu. Sıradan ve klasik şarkılar çalıp sadece dans edebilecekleri yerler değil.
''Sizi buralarda görmek ne harika bir tesadüf bayan.''
''Ah üzgünüm fakat başkasını bekliyordum.''
''Cidden mi Mia ? Beni ekiyor muydun yoksa ?'' Dylan'ın değişen mimikleri ve tepkisi içten bir kahkaha atmamı sağlamıştı. Geceye güzel başlamıştık ilerleyen saatlerde daha iyi olacak olması yüzümdeki gülümsemenin büyümesini sağlıyordu.
''Hayır süpürge kafa. Hadi kalkalım.''
''Hey hey dur. Bu akşam iki misafirimiz var'' Kafasıyla kapıyı işaret ederken önden giren sarışın ve kaslı beden ilgimi çekmişti. Arkasındaki esmerle birlikte etrafı süzdüklerinde buraya ilk defa geldiklerini anlayabiliyordum. Birşey arar gibi etrafa bakınmaları hiç hoş şeylere işaret değildi. Daha çok biz buraya sorun çıkarmaya geldik diye bağıran tipleri sinir kat sayımı arttırıyordu. Kimse benim mekanıma kolunu sallayarak girip olay çıkaramazdı eğer kalkışırsa bile bunun cezasına ağır bir şekilde katlanırdı.
''Hadi gidip misafirlerimizle tanışalım o halde.'' Sanırım bu çocuklara batan rahatlığın çözümü benim elimdeydi ve bende bunu seve seve onlara verecektim.