Min Yoongi' nin berbat bir geçmişi vardı, ve bunun yarısını safra hatırlamıyordu. Ruhu parçalanmıştı, duygusuzlaşmıştı. Umursamaz bir insan olmuştu, bir boşluk. Hayalleri çökmüştü, kalbi taşlaşmış ve toz olup gitmişti. Sanki renksiz bir sanat eseriydi Min Yoongi. Terapiste gidiyordu, gidiyordu ama tıslıyor muydu gerçekten gittiğini? Gitmesi gerekir miydi? Canı yanıyor muydu hiç? Yaptıklarının anlamı neydi? Geçimini nasıl elde ediyor? O ... mavi ve griydi, öyle olmak zorunda kalmıştı.
> _____________________ <
Uykusundan uyandı, Jung Hoseok, mutluydu. Bu, yüzündeki bir gözenekten okunuyordu. Mutluydu ve yaşıyordu. O, diğerlerinin de olmasını istiyordu. Cesurdu ve parlıyordu. O, Güneşin umudu gibiydi; gözlerindeki umut, karşılaştığı karşılayacak kadar güçlüydü.
Derin bir iç çekişle yatıp doğruldu. Gösterişsiz odasındaki bir pencereyi buldu gözleri. Güneş parlıyordu, parlamalıydı da; kim bilir belki öğrenmek vardı şu an bakan, mutluluk dileyen ... Kalktı, yüzünü yıkadı. Aynadaki yansımasına baktı Hoseok; yıpranmıştı lakin parlıyordu. Üzerine göze batmayacak bir şeyler geçirdi. Bugün pazartesiydi, güzel birgün olacaktı. Dışarı çıktı, otobüs durağına kadar yürüdü ve durdu. Hayır, otomobili yoktu. O, insanları izlemeyi seviyordu, koltuklara oturan onlarca yüz, hayat.
Bugünkü hasta... Acaba nasıl biriydi? Sorunları nelerdi? Ne olursa olsun onu kurtarmak istiyordu... İnsanları, çürümüş hayatları görünce aklına bir tek bu geliyordu, onları kurtarmak. Keşke, dedi, Hoseok, keşke her birine ulaşabilseydim. Her solan çiçeği sulayabilseydim. Bu, ona bir şey kazandırmıyordu. O sadece mutlu oluyordu. Tüm bunları düşünürken otobüs durmuştu bile.
Otobüsten indi, bir süre baktı karşısındaki binaya. Ve içeri girdi. Çalışanlara selam verip bugünkü hastanın dosyasını aldı. Min Yoongi...
Odasına girdiğinde Yoongi çoktan oradaydı. Tepki vermiyordu. Gözleri yerdeydi. Dur! Sırıttı mı o? Aklından ne geçmiş olabilir ki?
JH= Merhaba Bay Min !
MY=...
JH=Gelirken raporunuza bir göz gezdirdim, Bay Min . Rahatsızlığınızın ne olduğuna yer verilmemiş, çok garip. Fakat yapacak birşey yok. Sanırım bu durumda şikayetinizi kendiniz dile getirmek durumunda kalacaksınız... Pekala sorununuz nedir.
MY= Sorunun bende olduğunu düşünmüyorum ( Cebinden bir sigara çıkarır ve yakar.)
JH= Pekala... Özgüven eksikliğiniz olduğunu mu düşünüyorsunuz, anksiyeti veya sosyofobi ? Ya da cinsel yöneliminiz hakkında endişeleriniz mi var?
MY= ( Bağırarak ) Hah! Sorunun bende olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bu boktan dünyada yaşamak suç mu ha?
Dr. Jung sadece izliyordu.. Yoongi' nin ne dediği hakkında hiç bir fikri yoktu. O, sadece izliyordu. Siyah saçları, parmakları, gözleri o kadar derindi ki... Sesi ne kadar da rahatlatıcıydı. Kalın fakat yumuşak bir sesi vardı.
Dr Jung Min Yoongi'ye dair derin düşüncelere dalmışken, kapı çaptı. Min Yoongi, gitmişti. Hoseok, ne olduğunu anlayamamıştı hem de. Sadece gitmişti. Onun sorunları vardı ve Hoseok bunları çözmek istiyordu, dahası ona karşı duyduğu yoğun ilgiyi ondan da görmek istiyordu.
<__________________<
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Gri ... Güneşin Umudu
RomantikDr. Jung'un, Min Yoongi' nin çökmüş hayatını kurtarma çabası... Ve bu çaba karşısında kazanılan duygular ve bedenselleşme... Sence de ilginç değil mi?