Chan yine çalışma masasının önündeydi. Uzun zamandır olduğu gibi sessiz değildi bu gün. Klavye tuşlarının sesi sert bir şekilde duyuluyordu. Kendini durduramadan yazmaya devam etti Chan. Minik peri onu yalnız bırakıp evine döndüğünden beri bu haldeydi.Felix'i güneşli günde balkondan uğurladığından beri ilham doluydu. Her zaman yazdığı romanların aksine bu sefer bir çocuk kitabını ele almak istemişti. Durmadan yazıyor, yarattığı minik dünyada küçük çocuk ve peri arkadaşını anlatıyordu. Minik perinin tatlıyı ne kadar sevdiğini, her yeri sim içinde bıraktığını anlatıyordu.
Chan yıllardır beklediği ilhamın Felix tarafından geleceğini biliyordu. İçindeki ses balkonda minik parlayan çocuğu gördüğünden beri kafasında bir hikaye döndürüyordu. Fakat bütün bu kurguya başlama cesaretini bulmasını sağlayan Felix'in ona gitmeden önce verdiği öpücüktü.
O sabah oldukça erken kalkıp Chan kahvaltı sonrası kahvesini bitiremeden gideceğini söylemişti peri. Chan onu daha fazla tutamayacağını bildiği için sadece onaylamış ve balkonda onu uğurlamadan önce bir nutuk çekmişti. Felix'in onu görmek için geri dönmesi gerektiğini ve her zaman onu beklediğini tekrar tekrar söylemişti.
Minik peri hissettiği duygular yüzünden hem ağlıyor hem gülümsüyordu o sabah. İçinde durduramadığı ses duygularıyla dolup taşınca kendini tutmadan Chan'ın dudaklarını öpmesi gerektiğini söylemişti ona. Bu yüzden bir saniye bile düşünmedi bunu yaparken. Kanatlarındaki simlerin etrafa döküldüğünü bilerek Chan'a doğru hızla uçup kendi küçük dudaklarını Chan'ın dolgun dudaklarına değdirdi.
İkisi içinde şok edici bir an olsada garipsememişlerdi. Başından beri ihtiyaçları olan şey buymuş gibi gülümseyerek sarılmışlardı. Felix balkondan ayrıldığından beri ise Chan çalışma masasındaydı.
Bütün hikayeyi neredeyse tamamlanmıştı ve bir yayın eviyle görüşmüştü. Kitabın resimlendirilmesi gerektiğini düşünüyordu bu yüzden birkaç çizerle görüşmüştü. Onlara Felix'i anlatmıştı, tamamen hayal ürünü bir karakter olduğunu düşünen insanlara minik arkadaşını anlatmıştı.
Birkaç resim şimdi elindeydi ve bu hikayeyi bitirmesi için onu daha motive hissettiriyordu. Son cümleye kadar Felix'in öpücüğünü düşünerek yazdı. Çocukların bu hikayeyi ne kadar eğlenerek okuyacağını biliyordu. İçi heyecanla doluydu. Belki Felix gelince ona bunu anlatabilirdi.
Ona 'senin hakkında bir kitap yazdım ve bir sürü insan şimdi bunu okuyor' diyebilirdi. Felix bu sözleri duyunca inanılmaz utanacaktı. Bir sürü insanın onun gerçek olduğunu bilmeden okuyacağı satırlar minik periyi minnettar hissettirecekti.
Fakat asıl minnettar olan Chan'dı. Minik peri gittiğinden beri hayatı daya iyiydi. Güneş bile vurmayan balkonu şimdi asla solmayan renkli çiçeklerle doluydu, karşı komşusu Changbin ile daha sık görüşür olmuştu ayrıca artık masa başında sıkıntılı vakitler geçirmiyordu.
Etrafta hala duran minik sim kırıntıları ve yarısı yenmiş çikolatalar vardı. Şimdi Chan daha çok evinde hissediyordu kendini.
🧚🏼
Bir imza gününden sonra Chan etrafındaki sessizliği gürültü olarak duymaya devam ederdi. Yine o günlerden birindeydi. Tüm günü ilgili küçük çocuklara imza vererek geçirmiş ve hepsiyle arkadaş olmuştu. Minik Jungkook'un Arkadaşı Jimin'in bir peri olduğunu ve bu hikayenin gerçek olduğunu bildiğini söylemesini dinlemişti. Aynı zamanda minik Mingi'nin ona verdiği şekerlemelerde oldukça güzeldi.
Güzel bir gün olsada gürültü inkar edilemezdi. Eve girerken hala gözlerini kısmasın sebep olacak bir baş ağrısı ve cınlayan kulakları vardı. Sadece yatağına uzanıp uyumak istesede bir sürprizle karşılaşmıştı. Daha yeni temizlediği koridor zemininde bir sürü papatya dökülmüştü. Yaprakların üzerindeki sim izleride gözle görüşecek şekildeydi. Chan bunu fark ettiği an yorgunluğunun uçup gittiğini hissetti. Aklına gelen ihtimal onu heyecanlandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee [Chanlix]
Fanfiction[MiniFic;Chanlix;Minsung] 4/4 Chan ilham ona uğramadığında balkonunda parıldayan minik bir peri ile karşılaşır !FairyLix¡