Leyla - Tek Bölüm
Bakarken kıyamamak mı? Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk? Özdemir Asaf
Ömrümün Yüreğine Yolculuğu "Bitti dediğim anda başlamadın mı sen bende? Gülüşünü ömrüme katık ederken, huzuru yüreğime hapsetmedin mi? Sen, ömrümün adamı, En güzel seferimin tek sahibi, yüreğine yolculuğumu ömrüme helal kılansın." ***Özlem Uğurlu Aydın***
Hayat insana bazen adaletli davranmayabiliyordu, canını yakabiliyordu hiç acımadan. Belki de yanlış düşünüyoruz kaderimiz hayatlarımıza yön veriyordu ve en acı olay ileride mutluluğu bize bahşediyordu. Ama tam tersi de olamaz mıydı? Olurdu hem de bal gibi olurdu. O mükemmel hayatımız bir an da ellerimizin arasından hi...
Vadideki Zambak, ilk yayımlanışında (1836) beklenen ilgiyi görmemiş, Balzac'ın en az satan kitaplarından biri olmuştu. Oysa yazar, üzerinde en çok çalıştığı, en kusursuz, en büyük romanlarından birini yarattığı kanısındaydı. Zaman Balzac'ı haklı çıkardı: Vadideki Zambak, yazarın en sevilen, en çok okunan romanlarından...
Zweig bu novellası'nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde o...
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat ve Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara verdi. Bu dönemde yazdığı öykülerde yıllarca üzerinde...
Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşması üzerine şekillenmiştir. İngiltere'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan kitap o tarihten günümüze femini...
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını...
Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserinde Petrov, 20'nci yüzyılın başında Finlandiya'nın Rusya'ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini tüm yönleriyle ele alıyor. Kitap; bataklık bir bölgenin, üzerinde beyaz zambakların açtığı güzel bir alana dönüştürülmesini hem gerçek hem de sembolik yönüyle anlatıyor. Bugün dünyanın...
Victor Hugo, 1829 yılında yayımlanan Bir İdam Mahkûmunun Son Günü'nü yazdığında 26 yaşındaydı. Genç yazar, ölüme mahkûm edilen bir insanın son gününü büyük bir ustalıkla anlatarak kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamış, başarılı da olmuştur. Bugün dünyanın birçok ül...
Platon, nefret ettiğini söylediği dönemin politik yapısından ve devlet düzeninden yakınırken, yozlaşmanın örneği olarak "arkadaşı olan yaşlı bir adamın" haksız yere ölüme mahkûm edilişini örnek gösterir. Sokrates'tir bu kişi. Sokrates'in ünlü "Savunması", biri Xenaphon'a biri de Platon'a ait olan iki metin üzerinden g...
Bir kadının akıl karmaşası,annelik ,kariyer,kayıplar ve karmaşalar içinde...Kendi karanlığından umuda doğmak.
TAMAMLANDI! "Kurşun şimdi kalbime santim kala durdu. Öldürmedi, hatta ilk kez yaşattı."
Gecenin bir yarısı çalınan kapı ile uyanmıştı genç adam. Kapıyı açtığında ise gördüğü kişi ile hayatının değişeceğini bilmiyordu.
Bu hikayenin kahramanları gerçek. Büyük bir aşk yaşadılar. İmrenerek izledik aşklarını. Anlatım biraz değişik gelebilir. Bir şeyleri yetersiz bulabilirsiniz. Şaşırmayın... Hatta bir okuyucumun zamanında dediği gibi "'bunu Asuman mı yazmış gerçekten?' diyerek okudum" demeyin... Ben yazdım... Denemeler yapmayı seviyor...
Kısa hikayelerim genelde kısa olur. 15-20 sayfa gibi. Bu 40 sayfa ile kısa hikaye rekorumu kırdı. Kısa hikayelerim aslında bir kelimeden, bir olaydan ortaya çıkar. Mesela bir şarkı içinde geçer tek kelimeden hikaye yazmışlığım var. Taşınırken aklıma gelen bir hikayem var. Uçağa binmem gerekirken oluşan bir başka hika...
Bazı pazar günleri çıtır çerezlikler yayınlıyorum. Tek bölümlük, bir anda ortaya çıkıp alelacele yazılmış hikayeler... Bir filmin romantik sahnesi gibi mesela. İşte yine onlardan biri. Bu kez karda mahsur kalanların hikayesi... ama öyle zor şartlarda değil, aksine keyifli bir ortamda...
Aşkı yaşamak için o kişiye yakın olmak mı lazım? Yüzünü hiç görmediğiniz birine aşık olabilir misin? Sesini duymadığınız, hatta kim olduğunu bile bilmediğiniz birine? Aşk, imkansız kelimesini sevmez...
Herkes bir şekilde para kazanmalı, geleceğini garanti altına almak için çabalamalı İyi ama bunun için üç kez evlenilir mi? Bir pazar klasiği, çıtır bir hikaye... yine tek bölüm... keyifli okumalar
Hayatımız kararlarımızla, tercihlerimizle yönlenir. Çok sevdiğim bir söz vardır, HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR... Bu hikayede kararlar alan, tercihleri yüzünden vazgeçtikleri ile hesaplaşma yaşayan Işıl'ın doğum gününü okuyacağız. Tek bölümlük MAYIS hikayesi haftaya gelecek... günün anlam ve önemine uygun olmasa da bu...
Hikayenin konusunu değil de bu hikayenin neden ve nasıl yazıldığını anlatacağım. Hikayelerimi okuyanlar bilir, ben MUTLU SON yazarım... Dram izlemem, okumam, yazmayı da sevmem. Hayatın içinde olduğu için hikayelerde biraz işlerim, sonra yine tatlıya bağlarım. Bu kez..........MUTSUZ SON isteyenlere yazdım. Fakat...
Hepimiz geçmişte bir şeylere takılıyoruz. Küçük ya da büyük travmalarımız oluyor. Aşamazsak geleceğimizi yok ediyoruz. Ahu geçmişini geride bırakacak mı? Bırakmasına el birliği ile yardım edelim. Gelecek bir gün gelecek............. Keyifli okumalar herkese.
Aşk kime nerede nasıl denk gelecek bilinmez... Rastlantılar en büyük destekçisidir aşkın... Kuru temizleme için kapıyı açan, kalbini de açar mı?
Bizim komşu hikayelerimiz meşhurdur. Mahallelinin yakıştırması, gençlerin birbirini daha sık ve rahat görebilmesi hep aşklara gebedir... İyi ama bunlar birbirini çok az görüyor. E o zaman bana da onları daha sık görüştürmek düşüyor.
Bir kısa hikaye daha... Çıtır çerez dediklerimden. Okuyun eğlenin, biraz romantizm, biraz gülümseme ile pazarınıza tat katın...
Sevgilisi tarafından terk edilen Darian Wheelan kendini planladığı romantik tatil yerine büyükannesinin İrlanda kırsalındaki çiftliğinde buldu. Üniversiteye başlamadan önceki son tatili tek kelimeyle monotondu. Büyükannesinin verdiği periler hakkındaki kitap bittiğinde hiç bir şeyi kanıtlamadığı gibi ona delirdiğini...
Ve benim birden bire yüzünü değil Gözünü değil, sesini göresim geldi... Nazım Hikmet