ZAMAN TRENİ
2082 yılında suçluları taşıyan, onları tarihin en kötü zamanlarına terk eden bir trende kaderleri görünmez bir iple bağlanmış iki mahkumun hikayesi. Kapak Tasarım: @sewalmoon
2082 yılında suçluları taşıyan, onları tarihin en kötü zamanlarına terk eden bir trende kaderleri görünmez bir iple bağlanmış iki mahkumun hikayesi. Kapak Tasarım: @sewalmoon
X-18AB9 adında bir virüs..Kim bile bilirdi ki bu küçücük virüsün medeniyetin eşiğindeki Dünya 'nın sonunu getireceğini..Kaosun..Katliamın..Acı içinde haykırış ve çığlıkların kısacası vahşetin habercisi olduğunu.. Hayat ile ölüm arasındaki ince çizgide kıyasıya bir mücadele vererek bir o yana bir bu yana savruluyors...
Sabah oldu ve Jeymund hazırlanıp avluya girdi. Atı hazır, çantaları da yerdeydi. Yüzbaşı Kuyaş atın yanında kendisini bekliyordu. Jeymund, Kuyaş'a yaklaşıp "Herşey için teşekkürler" dedi. Kuyaş hafifçe baş selamı verdi. Jeymund tekrar konuştu: "Geri döneceğim ve seni tekrar bulacağım." Kuyaş bıkkın bir tavırla "Artık...
Bir başka Medusa efsanesi... Yaklaştım ve aynanın tam karşısına geçtim. Bana ait olmayan yansımama baktım ve gördüğüm şeyle bir kaç adım geriledim. Şuan hayal mi görüyorum yoksa rüyada mıyım? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey karşımdaki yansıma ben değilim. •••••••• "Zamanı geldiğinde yeniden doğacağız ve eskisinden daha...
Evrende, insan ırkının son temsilcilerinin var olma mücadelesi verdiği bir yer var. Orası, ölümün zifiri karanlık kisvesi altında, seni almak için kuşattığı, ayakta kalan son kale. Orası, en korkunç düşlerinle sıradan gerçekliğin kaynaştığı bir boyut. Orası, olay ufku. Peki sen, bu distopik gelecekte, yaşamak için sa...
Intikam mi ,yalnızlık mi göz yaşımı,maceramı ?Aradığın şeyi buldun! Yalnız değilsin, yalnız değiliz. Biz bize yeteriz ***
Durdu, ılık nefesi tenimde iz bırakan toz taneleri gibi dağılıyordu. Sustum, yaklaştı. Eli sırtımdan belime doğru kaydığında ansızın ürktüm, tüylerim diken diken olmuştu. "Neden bu durumda olduğunu merak ediyor musun?" Sesi tehditkardı. Bilmeme rağmen başımı olumsuz anlamda salladım. Hissetmiş olmalıydı ki yeşil göz...
Tüm çürük hücrelerinden arın...!! Ya bir kurtuluş olmazsa? Ya kafamdaki bu kurtlar zihnimi istila ederse? Ya seni benden ben bile koruyamazsam, Deniz, O zaman seni yaşatmak için vur beni Deniz. senin için ölmeyi arzulyacak kadar seviyorum seni Deniz... Hayır...! Bir gün o kurtlar kelebeğe dönüşmenin bir yolunu bulacak...
Kadın onaylamaz şekilde bana baktığında benim için endişelendiğini gözlerinde görüyordum. Benim beş yaşımda kaybettiğim gözlerimin parıltısı, tam aksine kadının gözlerinden taşıyordu adeta. Yaşam enerjisi, herkese bulaşan bir hastalık gibi iken ben sanki 'herkes' gibi değil de bir duvar gibi duygusuzdum. Kimse bana ha...
Yıllar önce sahip olduğu tüm anılarına en sevdikleri tarafından mühür vurulmuş bir çocuk. Son zamanlarda saklı geçmişinin ağlarından kurtulup yüzeye çıkan küçük hatıralar, kabuslar eşliğinde Ediz'in hayatını çekilmez bir şekilde alt üst etmişti. Ondan gizlenen sırları çözmek adına yatağının altında bulduğu kutudan...
Hayat ne kadar yaşamaya değer? Kanının son damlasına kadar savaşmaya değer mi? Hırsların ete kemiğe büründüğü bu dünyada var olmak ne kadar mantıklı. Bu hikaye benim dünyaya olan nefretimi anlatıyor. Tek bir kazanan olacak sonunda. Ya acımasız dünya ya da ben. Ben Emma Scatt bu da benim dünyaya karşı olan savaşım.
"Bazı insanlar kendi kendilerine iyileşmek zorundadır. Kimseye yardıma ihtiyaçları olduğunu anlatmazlar, belli etmezler." Satırlara fısıldamak bir bıçak ile kalbimi oyuyormuşum gibi hissettiriyordu artık. Bir zamanlar anlaşılmak ümidiyle, satır satır acıyı davet ediyordum sayfalara. Sonrasında o sayfaları alevle tutuş...
Bir dünya şiir. Her şiir bir dünya. Şiirlerin çoğu güncel değildir. Çocukluğumdan beri yazdıklarım İdare ederseniz sevinirim.
Artık bir anlamı kalmadı, kılıç yok oldu. Peki şimdi ne yapacağım, Koleksiyoncu kendi sonunu planladı, geleceğin bu kadar karanlık olacağını kim düşünebilirdi ki? Bir meleğim parıltısı tek umudum ama o da sönmek üzere...
Uyandığında kendini karanlık, pis bir laboratuvarda buldu adam. Vücudunu ele geçirmiş derin ağrılar ve beyninde dayanılmaz bir acı vardı ancak asıl sıkıntısı bunlar değildi. Bu adam adını bilmiyordu. Aynada gördüğü yüzü tanımıyordu. İçinde bulunduğu dünyayı hatırlayamıyordu. Bilinmezlikle boğuştuğu birkaç saatlik yaş...
Hayatta kalmak için yapılan bir anlaşma, ödenecek bir bedel. Alysa yapmaması gereken bir şey yaptı; ölüler diyarındaki birini hayata geri döndürdü. Yaptığı hata sonucunda, birini kaybetmek zorunda kalmıştı. Daha fazla birini kaybetmemek için kaç anlaşma yapmak, bu uğurda neleri feda etmek zorunda kalacaktı? Aşk ve...
Onun gözünde yaşamın bir değeri yok, bu yüzden o ölüme değer katmanın peşinde Dünyayı eserleriyle doldurmaya da kararlı... Korku, dedektiflik ve farklı konseptlerin psikolojik gerilim ile sunulmasından doğan harika bir eser.