DRAGON'S TEETH
İçimde yanan intikam ateşi, içinden sağ kurtulduğum alevlerden daha gürdü. -Byun Baekhyun
İçimde yanan intikam ateşi, içinden sağ kurtulduğum alevlerden daha gürdü. -Byun Baekhyun
Sene 1988, Kore olimpiyatlarının yapıldığı yıl. 010988 chanyeol & baekhyun
çenesiyle boynu arasındaki uzantıya bütün gezegenler sıralanabilirdi, tanrı evreni yaratırken onun vücudundan kopya çektiği söylenirdi, senfoni orkestrası gibi teni vardı bütün kemanlar ağlardı, gözleri vardı akıttığı gözyaşları cehennemi söndürebilirdi, omuz çukurları her ne kadar mezarlığı andırsa da aslında yeni do...
Henüz yirmili yaşlarda binlerce yükle baş etmeye çalışan iki aşıktık, birbirimizi sarmayı beceremediğimiz gibi bir de birbirimize yaralar açıp onları sürekli kanatıyorduk. Eğer bu kadar genç olmasaydık bu yaraları yine birbirimize açar mıydık, merak ediyordum. Yaşaya yaşaya öğrenmek istiyordum, onunla okul merdivenler...
Yabancı, bir cumartesi günü hayatımın orta yerine düşmeden önce sınırlarımın dışına çıkabilmek imkânsızdan daha zor zannediyordum fakat bunun canımı yakacağını bile bile aklıma koyduğu pembe hayallerin peşine takıldım ve daha güçlü biri olup yaşadıklarımın intikamını alacağıma yemin ettim.
Güzelliği devraldık. Eziyetli deneyimlerle, acılıkla ufkumuz genişledi. Gecenin bitişi ve şafağın sökmesinin arasında.
Çilekli sütümle aynı yerimdeyim yine. İnsanlar beni görmeye alışmıştı artık. Tıpkı onun söylediği gibi. Her gün aynı yerimde onu görmek için bekliyorum. * İçkiye alıştım mı? Ya da artık üstüne kusamayacağım için mi sakin midem? Sanki artık acın, uyuşturmadan aklımdan çıkmayacak gibi. * "Bana Channie diyor ki desene...
Byun Baekhyun, emniyet merkezinin tek psikoloğuydu ve aramızda birkaç bakışma ve tatsız tartışma dışında bir şey geçmemişti. O ufacık boyu, cılız vücuduyla tüm emniyeti çileden çıkarabilecek kabiliyete sahipti kendisi. Ancak hepsi buydu, benden iki yaş küçüktü, yirmi altı yaşında bir klinik psikolog olduğu dışında hiç...
"Bir şey olur diye korktum, askerliğim yanar diye korktum komutanım." Ağzımdan bir hıçkırık çıktığında beni kollarımdan tutup kaldırmış ve kucağına doğru çekerek sarılmıştı. Bir eliyle saçımı, diğeriyle belimi okşarken sessizce konuştu. "Çeneni kapalı tutarsan, hiçbir şey olmayacak baş belası." Güven verici bir ses t...
"eve dönüyorsan, eve dönüş yolunu unuttuysan, çıkmaz sokaktaysan veya çıkmaz sokaklardan kurtulduysan, her neredeysen ve her nereye gidiyorsan"
Baekhyun için Park Chanyeol hiçbir anlam ifade etmiyordu. Okulda göz ucuyla gördüğü ve hayatında yeri olmayan biriydi. Fakat Baekhyun, tanımadığı birine ait turuncu kapaklı bir defterde yazanları okumaya başladığında, Chanyeol onun hayatının merkezine oturmuştu.
hangi daldan koparmışlar seni bilmiyorum ama yaprakların penceremin kenarında duruyor, rüzgar uçurmasın diye içeri mi alayım yoksa elimdeki kibritle tutuşturayım mı seni
Herkesin dikkatine: Üç dakika sonra çalacak siren sesiyle 168 saat için adam öldürme de dahil tüm suçlar legal olacaktır. Polis, itfaiye ve sağlık kurumları siren sesinden itibaren çalışmayı bırakacaktır. Tanrı devletimizi korusun. Bol şans.
"Ve ben yanıldığımı fazlasıyla geç anladım. Tahminen ne zaman mı anladım? Sen elinde o elma şekeriyle müzik odasına girdiğin anda, bendeki aşkın tanımı bambaşka bir şeye dönüştü."
Onu seviyordum. Bu kadar basitti. Seviyordum. Geceleri kabustan uyandığımda beni sarmalayıp yanımda olduğunu söylemesini seviyordum. Bana küçük hediyeler almasını seviyordum. Bana olan bakışlarını seviyordum. Aynı anda hem tehlikeli işler yapan hemde güvenilir biri olmasını seviyordum. Elimin eline dokunduğu zaman te...
"Seninle bu şehrin tüm karanlık sokaklarında Byun, sevişelim."
''Benimle savaşmak için çok küçüksün. Sana merhamet etmem için yalvarmalısın.'' Dedi. Kaşlarımı çattım. ''Köylü.'' dedim ona. Biraz tavırlı söyledim. Yakaladığı bileklerimi başımın üzerine sabitlerken tekrar etti. ''Merhamet etmemi iste.'' dedi. ''Tavuk kokuyorsun.'' dedim. Gülümsedi. ''Evet, korkak bir tavuğun üzerin...
Miyagi hızlıca Baekhyun'un koluna girdi ve karşılarındaki çocuğu gösterdi. "Hayatım, işte sana bahsettiğim ikiz kardeşim, Chanyeol."
Baekhyun "Benden uzak dursan iyi olur yoksa neler olacağına karışmam." Chanyeol "Senden uzak durmak için çaba göstermem buna değmezsin bile." Huysuzlukta level atlayan arıza iki genç ailelerinin oyununa gelip üvey kardeş olmak için bir araya gelirse? -Tatlı kahverengi saçlım, merhaba..
Baekhyun, dolabında kimden geldiğini bilmediği bir kitap bulur. "Bana neden karadut diyorsun?" "Çünkü saçların bana karadutları anımsatıyor. Çünkü gömleğime karadutların bulaşıyor Baekhyun. O lekeleri yıkasan çıkmaz." "Beyaz gömlek," dedim. "Ona mı bulaşıyor Karadutlarım?" "Evet," dedi. " O kadar çok bulaşıyor ki, k...
Baekhyun ve Chanyeol birbirlerinden nefret eden kişiliklerdi. Yeni üniversite yılının başlamasıyla, aptalların amaçsızca gezmesiyle hormonlar uçmuş duygular batmıştı. Chanyeol bu yıl hayatta kalmak için dua ediyor, başından beri barizce aşık olduğu çocukla daha da yakınlaşabilmeyi diliyordu. Ama ne dilerse dilesin hi...
bu,yalın ayak byun baekhyun'un park chanyeol'ü yalın ayak bırakışının hikayesi. |tüm hakları saklıdır.|
İlkbaharı kıskandıran bir papatyaydı ve her bir zerrem aşıktı her bir zerresine.
Baekhyun tüm riskleri göze alıp evini terk ederken bir gram bile pişmanlık hissi duymadı ancak bir kaçış olarak gördüğü o küçük şehirde işler beklediği gibi gitmedi. Takip ediliyordu, biri evine giriyor, eşyalarını karıştırıyor, ona tuhaf mesajlar gönderiyor ve arayıp çığlıklar dinletiyordu. Tüm bunlara rağmen ortada...
Üç kişi, geleceği çeken bir fotoğraf makinesi bulmuştu. Başlarına geleceklerden ise tamamen habersizlerdi. •°• Çift: ChanBaek Tür: Hayran Kurgu Film uyarlamasıdır.
"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."
Yaşamaktır Byun Baekhyun'a avuç avuç can vermek.