ATEŞ HATTI
Sevdalar ateşlerde, İhanet sürgünlerde gizlidir. **dikkat, yetişkin okurlar için**
Sevdalar ateşlerde, İhanet sürgünlerde gizlidir. **dikkat, yetişkin okurlar için**
Vakit, vuslat vaktine çok hasret kala, Hazan vaktinin en karanlığında, Ne yaman bir ayrılıktır ki Muhtaç etti beni kırık hatıralara. Hiç bitmeyecek sanıp tam alışmışken gecemin karanlığına, Umulmadık vuslatın ışıkları vurdu ve vakit erdi şafağa... 🌅
"Bu odada olan bu odada kalır kadın!" Ufak bir baş hareketiyle onayladım. Köyün en deli celallisine, hele ki göz göre göre can düşmanıma varırken zaten bütün bu sözlere 'he' demeyi de baştan kabullenmiştim. "Bu odada olan bu odada kalır," dedim usul baş hareketimle onu onaylamaya devam ederken ince bir iğnelemeyle...
ARJİN & AFRAN Aşılmaz duvarları olan karanlık bir yüreğin, duvarlarından sızan minik bir kıvılcım ile başladı her şey. Gaddar dedikleri adam, sevdi. Ve kadın, o sevgiye yenildi. ..... Van'da geçen bir töre hikayesidir... Telif hakkı şahsıma aittir!
Hanımlar, beyler ve sevgili çocuklar... 😎 Eğer kemerlerinizi bağladıysanız kalkışa geçiyoruz. Bu uçuşumuzda güneş kremlerinizi ve güneş gözlüklerinizi yanınıza almayı unutmayın. Uyarı: Bu hikayenin türü yetişkin içeriktir. Kitapta cinsel içerik, küfür vb. unsurlar bulunacaktır. Başlayan herkesin bunu dikkate alması...
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale...
Gardiyan beni ters kelepçe yapmak üzereyken bir daha ileriye fırladım ve kafam Deren'in göğsüne denk geldiğinde, onu omuzlarından sertçe arkaya ittim. Yumruklarımı göğsüne doğru vurup tekmelerken saçlarım sürekli yüzüme düşüp duruyordu. Deren hâlâ aynı kayıtsızlıkla beni izlerken, "Yalvaracaksın!" Diye bağırdım tekrar...
"Gülüşüne yüreğini mi koymuştu bilmem ama kalbime kendisini koymuştu." ÇÜRÜK VİŞNE'nin bölümleri tekrardan, burada yayımlanmaktadır. Her akşam bir yeni bölüm geliyor, göz atmayı unutmayın. ♥️
"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam edildi, aç istekler ölümün kucağına yuvarlandı. Kaderin ağır bir tebess...
Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştünüz mü? Hare düştü.. Ruh onu parmak boğumlarına hapsetti, ve oraya sakladı.. 'Aklın almadığı, mantığın devredışı kaldığı Ruhlar Şehri'ne hoşgeldin Hare' Başlangıç tarihi- 27-09- 20...
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden kurtulmam lazımdı. Başıma ağrı saplanmıştı ve başım dönüyordu. "Lütfen. Gitmek istiyorum." "Pekala. Demek sen yapamıyorsun ama biri yapmak zorunda," dedi mavi gözlerini ü...
O sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.
''Ahu Dila Tanin.'' Sesi şehrime düşen yıldırım gibiydi, sesi şehrime düşmekle kalmayıp evimi viran ederdi. Dehşetle kapattığım gözlerim, adım yabancı sesin dudaklarından döküldüğünde aynı dehşeti yaşarcasına tekrar açıldı. ''Lezâ Çukuru... Cehennemin yedinci kapısının önüne gelmekle kalmayıp, alevli ateşe dokunan ell...
Bir gün, Seversem seni Vazgeçme benden Çünkü muhtemeldir ki, Seni bulduğum zaman Gitmiş olacaksın kalbimden.
05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açmadı avuçlarında, gözyaşı yerine kan akıttılar. Piyon oldukları oyunda V...
"Ben Karadenizliyim," dedi dudakları tehlikeli bir gülüşle kıvrılırken. "Biz sabahları ilk olarak hırçın dalgaları görmek isteriz." Gözleri gözlerimdeydi, sıcacık nefesi dudaklarıma çarpıyordu. "Ya evimizin manzarasında... Ya da kollarımızda uyanan kadının bakışlarında..." Dudakları ansızın boynuma değdiğinde, titreye...
"Sen hastahanedeyken hiç yanımda yattın mı?" Genç adam karşısında ki asi kadına,karısına baktı. Cevabı gerçekten merak ediyordu. "-Oo ağam bunu o kadar mı düşündünüz?" O ağam lafını... "Aksine sana dair bir şey düşünmüyorum ama gözlerine ne zaman baksam çok tanıdık geliyor. Silüetin de öyle..." Genç kız buna alaylı...
1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıydı. Üçüncüsü, Ölüm'ün gözdesi ve favori oyuncağı olmasıydı. Dördüncüsü ise... Ölüm'ün telefon ve görevler verdiği tek kişi olmasıydı. Kameralar yerine, onları her an öldür...
Genç kadın, elini duvara doğru uzattı. Kendi kanından bir adam onu durdurmaya çalıştı ama durduramayacağını o da biliyordu. Parmakları duvarın saydam, kızıl yüzeyini aştı. Aylardır izini sürdüğü şeye bir adım daha yaklaşmıştı. Genç kadın önünde duran o duvarı aştığında, karşısına onu bekleyen bir köprü çıkacaktı, gerç...
Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna... İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında tek ve gerçek varisi o olduğunu nereden bilebilirdi. İçinde taşımakta o...