-ÖĞRETMENİM-
"Özür dilerim." "Dileme.Ben özür diliyor muyum? Sana köpek gibi aşık olduğum için senden özür diliyor muyum?" *** O benim öğretmenimdi, bana nasıl güzel sevilir o öğretti.
"Özür dilerim." "Dileme.Ben özür diliyor muyum? Sana köpek gibi aşık olduğum için senden özür diliyor muyum?" *** O benim öğretmenimdi, bana nasıl güzel sevilir o öğretti.
Gül ve onun baş gardiyanıyla tanışın. Gül için Mardin artık bir kafes haline gelmiştir ve bu kafesin baş gardiyanı Azat'tır. Peki ya Gül yanılıyorsa ya Azat kafesin değil de kalbinin efendisiyse? Azat Gül için özgürlüğünde olmuştu. O artık Mardin'e tutsaktı, abisi yüzünden ağalık ona dayatılmıştı. Azat bu kadar fedak...
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Bütün yollar çıkmaza giriyordu. Hayallerim,umutlarım siyaha dönüşürken pes edemiyordum. Vazgeçemiyordum. Kurtulmak istiyordum. Yaşamak,nefes almak istiyordum TÖRE SERİSİNİN İKİNCİ KİTABİ İLK ONU OKUMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM
Bir evliliği ayakta tutan yegâne güç; adamın sevdası, kadının bu sevdaya sarılışıdır. Mutluluğun formülü birbirine sevmekte saklıdır. Bu formülü bozacak günler Eroğlu konağının kapısını çalıp içeri buyur edilir. Bebek hasretinin tutulduğu konakta KUMA rüzgârı eserken kaosa doğru sürükleyen fırtınaya iki kadın, bir ada...