Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek
Bir şeyi çok isteyince, sahiden olur mu?
"Hiçbir yenilgi böylesine görkemli, hiçbir zafer böylesine acınası olmamıştır!"
Önünde kalın çizgilerle çekilmiş yolun dışına çıkıp gerçek hayata temas etmek insana nasıl bir güç getirir? Bu güçle kalbinizin kendisiyle bile mücadele edebilir misiniz? Hayrankurgu görünümünde aslında herkesin bir yaş döneminde yaşadığı "ben bu hayatla ne yapıyorum" karmaşasına bir bakış ...
Gök aynı göktü altında nefeslendikleri... Sofralarına ekmek aynı topraktan gelirdi... Biri kiliseye biri camiye aynı kaldırımları arşınlayıp gider,aynı ilaha dua ederlerdi.. Yıllar geçer her şey değiştirir sanmışlardı Onların cismi yol olmaya yüz tutmuşken,suda akisleri bir araya gelebilecek miydi?
Parmaklarımın doğuştan yetenekli olduğunu çok duydum. Yeter ki bir kalem ya da bir boya verin bana. Başka bir şeye ihtiyacım yok. Ama kalbim sevmeye yetecek mi bilmiyorum. Onun müziğini işiten parmaklarım titremeye başlıyor. Korkuyorum.
Hiç bir aşk böylesine tutkun, böylesine adanmış olmadı... Ne seneler silebildi yakıcı hasretini, ne katlanılmaz acılar bastırabildi yokluğunu... Anlaşma basitti oysa... Yalnızca ona ait bir kız için edilen dualar ve karşılığında sunulacak bir can... Kefareti kendiydi... *** "Her yeminin, her sözün bir bedeli vardır...
Kamuflajlı kollarının kızın sarı bukleleriyle oluşturduğu tezata gülümsedi. Sonra gözlerini aşağıya indirdi. Bedeniyle duvar arasında küçücük kalan bir kız. Beyaz dantelin örtemediği göğüslerin arasındaki muhteşem vadi. Kızın kokusuyla sarhoş olmuş burnunu o çukura gömmemek için kıvranırken mırıldandı. "Ben askerim...
Hayat insanı bazen tek bir soruyla sınar. Kadere kafa tutabilir misin? Bazen ise, onlarca soruyla... Çocuk sahibi olamayacağını öğrenen genç bir kadın, kaderine isyan ederse ne olur? Hayatı uçlarda yaşayan, yaşamı boyunca hiç sevilmemiş, kuralsız bir adam; güvensizliğin aşılmaz duvarlarla ördüğü hayatına ve kuralla...
Bukalemun Serisi 2.Kitabı... **** Yaman ona sonsuzluğu vaat ediyordu.... Gözlerinde öyle bir anlam vardı ki; yeryüzündeki hiç bir kelime bunu açıklayamazdı. Sanki başka bir boyuttan bakıyordu Alaz'a. Kapkara gözlerinin içinde oynaşan pırıltılar dünya üzerindeki hiç bir ışıkla boy ölçüşemezdi. Öyle parlak, öyle berra...