Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Dinçer abi?!" Gözlerimiz tekrar buluştuğunda, alev alev yanan hareleri...
Ben sadece bu hayattan kurtulmak istedim. Hem kendimi hem annemi kurtarmak ve ikimizin olduğu yeni bir sayfa açmak. Kimsenin beni ezmediği , küçümseyerek bakmadığı, ayrımın olmadığı bir şekilde yaşamak istedim. İrem ve Oğuz da olursa benden mutlusu olamazdı. Ama nereden bilebilirdim ki Allah'ın beni sınamak için hayat...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
Hikayeyi okurken ve okuduktan sonra hiçbir erkeği ve ilişkiyi beğenmemeniz, bu durum sonucunda da ebediyen yalnız kalmanız durumundan yazar kesinlikle sorumlu değildir. Ve önemli not; Mıçmıç, sulu bir aşk okumak istiyorsan, sevgili okuyucu; Lise hoşlantılarını veya dizilerde aşk olarak anlatılan saçma duygular var ya...