Radyo Gönülçelen (Tek Bölümlük)
Tamamıyla sıradan bir akşamdı. Radyo Gönülçelen'de müzik keyfi kesintisiz olarak devam ediyordu. Ta ki dinleyicilerden biri arayıp "son bir şarkı" isteyene kadar...
Tamamıyla sıradan bir akşamdı. Radyo Gönülçelen'de müzik keyfi kesintisiz olarak devam ediyordu. Ta ki dinleyicilerden biri arayıp "son bir şarkı" isteyene kadar...
Üç sıcak çikolata, üç mektup ve üç kadın... Zor seçimler yapmak ve büyümek hakkında farklı bir yılbaşı hikayesi...
Yüzlerce bıkkın ve yorgun insanla birlikte bir metro vagonunun içindeydi genç kadın. Sabahın beşinde kalktığı için uyku mahmuruydu. Gözleri -açık olduğu zamanlarda elbette- kirli zemine sabitleniyor, hayata dair düşünceler hızla akıp gidiyordu zihninden. Varoluşsal bir krizle yüzleştiği söylenebilirdi belki ancak bunu...
Bir kız düşünün. Onu yaşıtlarından ayıran tek özelliği farkındalığının yüksek olması. Bu farkındalığın ona hissettirdiklerini tahmin edin bir de. Düşünceleriniz arasına, bu kızın kışları sürekli yağmur yağan bir şehirde yaşadığını da ekleyin. Şimdi de genç kızın, her öğle arası, kimsenin olmadığı okulun kamelyasında k...
Hayatımızı etkileyen, dönüm noktası diyebileceğimiz çok önemli olaylar bir anda gerçekleşir. Anlayamadan, anlam veremeden biter. On saniyede mesela. Ve geriye böyle bir cümle kalır: "İlk karşılaşmamızı hatırlıyor musun?"
Ben bir yazarım. Ama yazamıyorum. "Hikayenizi yazabilir miyim?" ---- 20.10.2016
{~} Lavantalar huzur kokardı beyefendi, leylaklar ihtiras. Toprak ölüm kokardı beyefendi, yağmur hayat. Lavanta bahçesinde aşık oldum size beyefendi, leylakların arasında son kez gördüm. Toprak kokuyordunuz beyefendi, gözleriniz yağmuru hatırlatıyordu. {~} 23.10.2016
Ya ben onu öldüreceğim ya da o beni. Kim? Kim olacak, yalnızlık! Yalnızlığınla mı savaşıyorsun? Bir kez daha söylüyorum, benim değil yazarın yalnızlığı! Anladım, nasıl gidiyor peki? Karakter yorgunluktan ölmüştü, pes etme derecesine gelmişti ama savaş başlamamıştı bile. Cevabı yoktu, sustu.
Size kendimi tanıtmayacağım. Aslında bu kısmı bilinçli olarak atlıyorum. Çünkü kendimi ne olarak tanıtacağımı bilmiyorum. Bir bedenim ya da yüzüm yok. Sesim bile yok. Sadece düşüncelerim var. Var olduğumu bu şekilde biliyorum. Tek bir görevim var: Güneş ve Umut'un birbirleri için yaratıldıklarını fark etmelerini sağ...
"Dediğim gibi, gayet sakin bir akşamdı. Ta ki o gelene kadar. O tuhaf kadın. İçeri girdiğinde saat gece yarısını geçiyordu. Bana doğru ilerledi, taburelerden birine oturdu. Dağınık ama hoş biriydi. Esmer, minyon bir tipti. Etrafa garip bir enerji yayıyordu. Davranışlarındaki bir şey "Ben buraya ait değilim!" diye ba...