Lisedeki ilk yılımdan sonra her zamanki Bodrum tatilinin düşüncesi, benim için fazlasıyla sıradandı. Ama sıradan olmayan bir şey vardı ki o da yan evdeki çocuktu. (Tüm hakları yastığımın altında saklıdır)
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Her zaman mutlu olucağımı sanmıştım yani en azından öyle olmasını umuyordum... Sonuçta aşk acısı çekmiyordum işte hayatımdada bi sorun yoktu notlarımda iyiydi... Eee o zaman?!?!? Tamam kabul ediyorum çok sosyal değilim, popüler de değilim(olmak isteyen de yok zaten)Eeeee?!?!? Hala geçerli bi sebep yok mu?!?! Var...
Arkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek istiyordu. Güçlü olmak zorundaydı. Eski okulundan işlemediği bir suç yü...
Bir genç kız için aşk ne kadar zorlaşabilir? Emily için hayat ne kadar karışık olsa da her zaman bir kaçış yolu bulmuştur fakat aşk karmaşasında ne kadar şansı olabilirdi ki? En yakın arkadaşları için yaşayan bu genç ve masum kızın içinden geçenler ve kendi aşk hikayesini okuyacaksınız...
Her şey mutlu olmak için tek bir şansımın olduğu günde başlamıştı... Doğum günümde! O gün hayatımın en güzel günü olucağını umarak uyanmıştım... İşte o gün...