Sessiz
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."
Yasemin, kendine ait dünyasında ona bu dünyayı veren birçok dostuyla beraber yaşayan, kalbi yaralı ama yaralarından en güzel çiçekler inşa eden bir kızdır. Sonra biri çıkar gelir. Yaralardan inşa edilen o çiçeği görür. Koparmaya kıyamaz, koklamaya da. "Yasemin," der. "Çiçeklerin en güzeli."
*Nefret, aşka dönüşebilen güçlü bir duygudur* Annesinin tayini dolayısıyla İstanbul'a taşınmak zorunda kalan Öykü, burada daha önce hiç karşılaşmadığı bir şeyle karşılaşır. Bir çeteyle. Bu durum ilk başta pek hoşuna gitmese de daha sonra onları terk edip giden babasından intikam almak için bu çetenin içinde olmak iste...
Onlar unutulmaz anlarına birlikte ortak olmuş,çekilmez gibi gelen anları birlikte atlatmış dostlardır.. Onlar birlikte gülmüş,ağlamış,kızmış,küsmüşler....Onlar siz ve dostlarınız gibi sevmişler birbirlerini... Onlar ne prenses gibiler ne değiller onlar ANTİ PRENSESLER!! Bu kitabım işte tam olarak bunu anlatıyor: DOST...
"Işıklar sana evinin yolunu gösterecek..." 3391 Kilometre ile başlayan seri Sıfır Kilometre ile devam ediyor! Kilometrelerce öteden birbirini tanımak, sevmek hatta aşık olmak kolaydı... Peki tüm bunlar yan yanayken de kolay olacak mıydı?
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim...
24 yaşındaki İsabella Trastfer New York'ta kız kardeşi ile birlikte kendi halinde yaşamaktadır.Bir yandan yaşadığı kötü olaylar ve bir diğer yandan hayatın zorlukları ile boğuşurken kendini hiç ummadığı bir karanlığın içinde bulur. Bu zorlukların içerisinden ona uzatılan el ise gelecek vaat ediyordur. Roberto Casamer...
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geç...
Adı gibi cehennemdi Neyran.Geçtiği yerlerde enkazlar oluşturuyordu.Ta ki karanlığın dibinde bulunan koyu kahve gözlere rastlayana kadar... Kendi bataklığında boğulan bir adamdı Karan.Yeraltı dünyasında acımasız bir katil olarak anılırdı.Şu ana kadar kimse tarafından görülmeyen bu adam bir çift mavi gözlerin radarına t...
" Bana vereceğin son hediyeyi istiyorum Demirhan." yutkunup, "Hediyemi verecek misin?" diye sordu. Elinde olmadan sesi titremişti. Kömür karası gözleri de titrek bakıyordu. Aslında tüm bedeni titriyordu. Adam kızın titreyen vücuduna baktıkça kalbinin acıyla sıkıştığını fark etti. İstediği neyse tabii ki yapacaktı. O...
Tanrıça Serisi-1, devamı Buzdan Cehennem'de. Avcı ve element kullanıcıları olmak üzere ikiye ayrılıyorduk. Ben ikisine de dahil olamıyordum çünkü avcıların aksine bir element kullanabiliyordum ; Ruh. Element kullanıcılarına dahil olamayacak kadar hızlı ve çeviktim. Ben bir Tanrıça Çocuğuydum hatta bundan da fazlasıyd...
Siz hiç sevgilinizden bir mesaj, e-posta ya da daha kötüsü bir post-it ile ayrıldınız mı? Ben az önce yaptım! Üstelik üstümdeki giysiye rağmen. Ne mi giyiyorum? Gelinlik! Ah evet doğru duydunuz ben az önce nişanlıma bir post-it üzerinde ondan ayrıldığımı ilan ettim. Şimdi düşünüyorum da belki daha duyarlı birkaç söz y...
"Güneş'in ölmeye başladığı zamanlarda, Dünya'yı başka bir galaksiye taşıyacak güce sahip iki kolye icat edilir. Ne var ki kolyeyi taşıyacak iki kişinin, insanlığı korumak adına ödemesi gereken ağır bir bedel vardır. " Yeni devirde, dengeler değişmiş; teknoloji ilerlemiş fakat insanların teknolojiden yararlanmaları kı...
Gözlerimi sımsıkı kapatarak derin bir nefes aldım. Yapmak üzere olduğum şey benim için bile deliceydi. Sadece birkaç dakika sonra yüzyıllar öncesine gidebilecektim. Ve bu çok tehlikeliydi. Ama buna mecburdum. Başarmam gereken bir görevim vardı. Yanımdaki adam son kontrollerini yaparken aklımdan geçenleri okumuş gibi...
Güneş batıyordu. Deniz çekiyordu içerisine büyük ışıltıyı, alizarin rengini alıyordu gök. O rengin içerisindeydi adam; zihni denizin tuzuna hapsolmuş, gölgesi dalgalara iltica ediyordu. Gün oldu, bir rüzgâr doğdu kısır topraklarında. Mucizesi o kadındı, biliyordu. Rüzgâr, yatağına koşan bir nehirmişçesine aktı kadına...
Genç kadın, yalnızlığın hüküm sürdüğü yoğun hayat temposunda bir gece hastane nöbetinden yorgun bedenini sürükleyerek evine döndüğünde kapısının önünde gizemli notlar bulana dek hayatını çizdiği kurallarıyla, disipliniyle yöneten, tuttuğunu koparan kontrollü bir insandı. Notların saplantılı bir hal almasıyla beraber h...
Bir kaza sonucu beş yıl uyuyan genç kadın, kalktığında her şeyi bıraktığı gibi bulabilecek mi? Bu masalın beyaz atlı prensini siz seçeceksiniz... Geçmiş ve gelecekten gelen iki adam...
Mühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı dövmesinin çemberinde dolaştırdım bir tur. "Hissediyor musun?" diye sordum acıyla. "Tam burada kocaman bir işaret var." Cesur konuşsa damga derdi büyük ihtimal. Ya da la...
En yetenekli öğrencileri toplayarak onlara en güzel geleceği vermekle ünlü okula davet aldım ve yatılı olarak bu okula geldim.Bir anda bütün hayatın değişebilir diyorlar. Bu okula geldim ama bu okuldan sadece bir şekilde çıkabilirim. ÖL YA DA ÖLDÜR. Benim gibi her şeyden habersiz 16 çocukla birlikte hayat mücadelesi v...
Ali ve Zeynep peşpeşe girdiler odaya. Ali hazır olan Zeynep'in yatağını göstererek : - Ben burada yatacağım. Dedi Zeynep ise : - Ama orası benim yerim. -Yine de burada yatacağım. - E ama .. -Zeynep! -... -Seninle uyuyacağım. Zeynep'in kalbi pır pır atıyordu. Ne diyebilirdi ki. Hala kendisine ketum bakan gözleri...