Ben ve Suskunluğum
"Sana ağlamak da yakışırdı, en az gülmek kadar..." ~Oğlanda bir gelincik, kızda ise bir kucak dolusu ıhlamur~ 14 Temmuz 2020 | Kitap olarak basıldı, yayımlandı⚘( Hangi Mevsim'sizlik kitabı içinde) {2▪Eylül▪2016} {19▪Haziran▪2017}
"Sana ağlamak da yakışırdı, en az gülmek kadar..." ~Oğlanda bir gelincik, kızda ise bir kucak dolusu ıhlamur~ 14 Temmuz 2020 | Kitap olarak basıldı, yayımlandı⚘( Hangi Mevsim'sizlik kitabı içinde) {2▪Eylül▪2016} {19▪Haziran▪2017}
Savaşın ve aşkın gerçekte ne anlama geldiğini en iyi onlar biliyordu. Bütün engellere, yıkımlara, kayıplara ve ayrılıklara rağmen direnmeyi seçtiler. En güçsüz anlarında birbirlerine tutundular. Ölüm ve diriliş onların hayatında el eleydi. Ve bir mektupta geçen o cümle genç adamın ölümsüz sevdasını âşikar ediyordu. "...
Aynı tarihte, on dört eve birer mektup geldi. Gönderen kısmını okuyan herkes şaşkındı. Dört sene önceki kendileri tarafından yollanmıştı bu mektuplar. Bugünkü kendilerine. {01▪07▪2017}genel kurgu {04▪07▪2017}başlangıç {25▪08▪2017}yayınlanış
Hayat, geçmişi sebebiyle güvensizlik sorunu yaşayan bir genç kızdı. Kafasında dolanan senaryolar her yolun sonunu kötü bir çıkmaza sokuyordu. Ona göre, her an her şey olabilirdi. Ve bu travmanın kendisine zarar verdiğinin, rahatça yaşamasına engel olduğunun farkında değildi. Ta ki hiç düşünmediği bir senaryo gerçekleş...
Affan kendisiyle evlenmek istediğinde Betül, onun kim olduğunu bile bilmiyordu. Gizemini çözemediği, fakat gün geçtikçe aşkını daha derinde hissettiği bu adam, ona gerçekten yoldaş olacak mıydı? Peki ya gerçekleri öğrendiğinde Betül, Affan'a olan bağlılığını sürdürebilecek miydi? ~ Nam-ı diğer ''Yıldızlara Uyanmak'' :)
Kaderleri birleşen iki genç el ele verip engelsiz gördükleri bir sevda yoluna çıkmıştı. Ta ki ülkedeki durumlar iyice kızışıp bir iç savaşın eşiğine gelinene dek. Âsım Enes önceleri eleştirdiği bir grubun yanında yer alıp eylemlere katılmaya başladığında ilk kalp kırıklıklarını yaşamışlardı. Genç adam gitti, Mihrimah...
Genç adamın bu topraklarda şahit olduğu yegâne gerçeklik, özgürlüğün ve aşkın savaşıydı.
Kendimi güzel diye adlandıramazdım belki. Ne boyum uzundu, ne nefes kesen güzelliğim vardı; ne gözlerim renkliydi ne de ince belim, güzel bir fiziğim, kadife gibi sesim, bembeyaz tenim. Hikayelerden fırlamış bir kız değildim anlayacağınız. Zaten benimki de hikaye değildi. Hayattı. Yalnızca okuduğum öykülerdeki o güze...
''Ve ruhlarımız, onlar da kırgın..'' 14 Temmuz 2020 | Kitap olarak basıldı, yayımlandı⚘( Hangi Mevsim'sizlik kitabı içinde)
Sevdasına geç kalan ve geçmişinden kaçan bir genç adam vardı. Bir gün geriye döndüğünde hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamamıştı. Sevdiği kadın kayıptı. Onu bulmaya çalışırken hayatın ve kendi içindeki sırların da kapıları kendisine aralanıyordu. • 11.07.18 • kurgu 01.09.18 • yayın
Sallantıda olan taze bir evlilik. Aşk, engeller, çatışma ve gerçek dostluk... Alması güç kararlar, yapması zor seçimler, unutması meşakkatli sevdalar, aşılması gereken mesafeler ve yıllanmış bir gönül yarası. Bu hikâyenin sonu nereye varacak, buyrun beraber görelim. {05.08.17}
- Burada olmanı istemek bencillik mi? + Eğer öyleyse, ben dünyanın en bencil insanıyım. Demişti ama gitmişti. O gidince günlerle ölçülen ayrılıklar haftalara dönmüş, ben de saymayı bırakmıştım. Oysa bana şemsiye uzatabilecek tek kişiydi. Şemsiyem onun elindeydi. Bir gün karşıma çıkıp bana şemsiye uzatacak mıydı? {2▪︎...
Bazen bazı cümleler karşımıza çıkar. Sanki yaşadığımız hisleri biliyor gibi. Öyle aniden pat diye kalbimize vurur. Belki bir gün tam hissettiğiniz şeyi okuduğunuz cümlede bulacaksınız. Belki bir gün kendinizi bulacaksınız.
Zahid Araz. Birdaha dönmemek üzere evden çıktığında attığı adımların onu nereye götüreceğini bilmeden gidiyordu. Kederiyle, öfkesiyle ve yorgunluğuyla; kaderine gittiğinin farkında olmadan. Bir başına, dünyanın orta yerinde öylece kalmış kimsesiz bir gencin hikayesi. Hayat onu öyle insanlarla karşılaştırdı ki, hikâyen...