klfamustafa
Okyanusun ortasında, göğe uzanan bir fenerin tepesinde bir adam uyanır.
Ne adını hatırlar, ne geçmişini.
Ama kalemi nasıl tutacağını biliyordur.
Ve yazının içinde bir yerlerde saklanan bir şey onu çağırmaktadır.
Pharos I, hafızanın kıyısında gezinen, gözetimin gölgesinde soluk alan bir yolculuktur.
Burada ışık, bir merhamet değil; bir silahtır.
Sanat, seçimle değil, izinle var olur.
Ve rüyalar-artık kimsenin değildir.
Yazmak, onun için bir direnme biçimi.
Ya da sadece, kendi gerçeğinde kaybolmamak için son bir çaba.
Pharos I, hatırlamanın bazen yazmaktan daha keskin bir eylem olduğunu anlatan karanlık bir distopyadır.
Bu, bir yazının değil, bir varoluşun hikâyesi.