Büyük bir ciddiyetle arabayı sürerken ben yan koltukta dikkatlice yüzünü inceliyordum. Nasıl bu kadar kusursuz olabilirdi ki? Her şeyiyle mükemmeldi. Çatık kaşları, sert ve soğuk bakışları, hafif dolgun dudakları.. "Ne o, yoksa bana aşık mı oldun?" düşüncelerim alaycı erkek sesi kulaklarımı doldurduğunda yarıda kesilmişti. Utançtan kızaran yüzümü görmemesi için cama dönüp dışarıya bakmaya başlamıştım ama şuan güldüğünü biliyordum. "Utanma küçük papatya. Sonuçta bende sana aşığım."