Uzun sessizliğin ardından arkamı dönüp gitmeye hazırlanırken kolumda bir el hissetmemle olduğum yerde kalıp kafamı çevirdim. Barış'ın önce kolumdaki eline sonra suratına baktığımda elini çekti. "Sude seninle bir şey konuşmak istiyorum" dedi. Biraz gergin duruyordu ama önemsemedim. "Tabii" dedim sadece. "Zaten bahsetmezsin ama girişte aramızda geçen muhabbeti Merih'e bahsetmesen iyi olur" diyip onay bekler gibi gözlerime baktı. "Bahsetmem, gerek duymam" dedim. İçinin rahatladığını yüz ifadesinden anladım. Konuşmaya devam etti; "Ben bilmiyordum, kim olduğunu yani. Bilseydim böyle" durdu sanki doğru kelimeyi bulmaya çalışıyordu. Dudağını yalayıp derin nefes aldıktan sonra "Hay sikeyim bu kadar içecek ne vardı" dediğinde ona güldüm. Sonra "Bilseydim böyle konuşmazdım" diye tamamladı. "Sorun 1 saniye önce gördüğün birine iş atman değil kim olduğum yani" dedim gülerek. Ama o gülmedi. Daha da yaklaştı. Kokusunu hissediyordum. Gerçekten çok erkeksi ve güzel bir kokusu vardı. Sadece sustu ve gözlerime bakmaya devam etti. Aramızdaki çekim belki çok yanlıştı ama onun da hissettiğine kalıbımı basardım. Kısık bir sesle "Farklı bir şekilde tanısaydım, her şey çok farklı olurdu" dedi ve beni bir sürü soru işaretiyle tek başıma bırakıp uzaklaştı. Yetişkin içerik