"𝐔𝐲𝐚𝐧 𝐘ü𝐳𝐛𝐚şı,𝐮𝐲𝐚𝐧..." Başıma vurduklarından mıdır nedir beynimin içinde saatlerdir gezen ses sonunda konuşuyordu. İnce,naif ve soğuk bir sesti bu.Ses bir kadına aitti. Bir dakika!? Bu ses...bu ses,benim 14 yaşındayken ayrı düştüğüm çocukluk aşkımın sesiydi.O, daha o zamanlar 7 yaşında minik bir kız çoçuğuydu ve en kötüsü o zamanlar kendini mahallenin artisti sanan benden hoşlanıyordu.Buna hoşlanmak az kalır,bas baya bana her zaman aşık olduğunu ve gelecekte onunla evlenmek isteyeceğimi dile getiriyordu.Ah, Mine ah... Mine... Adını niye hatırlıyordum lan o kızın ben? "𝐁𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐮𝐥𝐦𝐚𝐝𝐚𝐧 𝐬𝐚𝐧𝐚 ö𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐲𝐨𝐤, 𝐘ü𝐳𝐛𝐚şı.𝐔𝐲𝐚𝐧..." "Yeter,sus artık be kadın!" Dediklerini tekrar ediyordu sanki,beynimin içinde bir yankı misali duyuyordum. "𝐔𝐲𝐚𝐧 𝐘ü𝐳𝐛𝐚şı,𝐮𝐲𝐚𝐧..." "𝐁𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐮𝐥𝐦𝐚𝐝𝐚𝐧 𝐬𝐚𝐧𝐚 ö𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐲𝐨𝐤, 𝐘ü𝐳𝐛𝐚şı.𝐔𝐲𝐚𝐧..." İşte o an kafama dank etmişti ben ölüm anımda bile onun sesini duydum.Ve dudaklarımı sonunda aralayıp,başımı,yerde duran çamur birikintisinden kaldırdım. "𝑺𝒆𝒏𝒊 𝒃𝒖𝒍𝒂𝒄𝒂ğı𝒎 𝑺𝒂𝒗𝒄ı 𝒂𝒎𝒂 𝒃𝒖𝒍𝒅𝒖ğ𝒖𝒎𝒅𝒂 𝒂𝒔𝒍𝒂 𝒈𝒆𝒓𝒊 𝒃ı𝒓𝒂𝒌𝒎𝒂𝒚𝒂𝒄𝒂ğı𝒎." 🕸️🍀
1 part