O karanlık gölge, gecenin aydınlığında yürüyordu, adeta musibetler karşısında susan ama susmak istemeyen bir edaya bürünmüştü. Noldu? Başına ne geldi? Bilmiyor. Hayır, hayır bilmek mesele değil. Manası kafasını karıştırıyordu. Anlayın işte...
Kokusu vardı, sanki bir çikolata evet bi çikolata kokusu. Yumuşak ve sıcak...
Yaklaştı yaklaştı ve daha da arttı koku...
Eski yosun tutmuş duvara doğru ilerlerken bir kağıt düşürdü fakat kağıt aslında sadece bir kar birikintisiydi. Bembeyaz ve bomboş...
Ruhen kentsel dönüşüme girmiş bu gölge aslında sadece ışıksızlığın sonucunda ortaya çıkmıştı bir mahluktu...
O siyahtı, o kurumuş bir et parçasıydı, yürüyordu ama uçuyordu, o aslında sadece o 'ydu..