Ve sonra zihnimdeki kalabalığın dahi beni boşluğa ittiği bir zaman dilimine girdim.
Çiçekleri yalnız başıma suladım,
Duvarda asılı eski tablonun tozunu yalnız başıma aldım.
Sonra durdum,
Kırık bir boy aynasından bir yabancıya baktım.
Yansımadaki gerçeklik beni terk etmişti,
Yalnızdım.
Gözlerimi kapattığımda alıştığım karanlığın beni saracağını sandım.
Gözlerimi kapattım.
Karanlık bile beni terk etmişti.
Çok yalnızdım.
Keşke kafamın içindeki sesler hiç susmasaydı,
Ve devamlı ruhumla konuşan birileri olsaydı.
Ölmek üzereydim,
Keşke birisi ölümüme sevinmek için bile olsa yanımda dursaydı.
Yaşadığım müddetçe birileri için çabalarken,
Ölmek üzereyken tek başıma olacağımı hiç düşünmemiştim.
Ve bu gerçekle daha önce hiç bu kadar karşı karşıya olmamıştım.
Ölüyordum,
Ve kimsenin benim için tören düzenleyip yas tutmayacağını biliyordum.
Ölmek üzereyken bunları düşünmek,
Berbat bir his..