Bir varmış bir yokmuş...
Günlerden bir gün uzak diyarların birinde hayatın akışına bir nefes çarpmış ve bu çarpış havada derin kesiklere yol açmış . Bir kızın ağlama sesi tüm dünyayı bir zırh gibi sarmış. Ardında bıraktığı kanlar tüm çarşafı sarmalamış ve kanların içinden bir çift ela gözlerle belirmiş. Dudaklarından dökülen acılı ses kulakları doldurmuş.
Birden o zırh yıkılmış yıkılmış yıkılmış ve bir enkaza dönüşmüş..
O kanlı bedenden bir damla, havadaki kesiklere düşüp tüm kesiklere yayılmış. Küçük beden derin bir nefesi içine çekmiş ardından derin nefese o kesikler takılmış ve kanlı kesikleri içine almış.
Zaman geçmiş ve o kız büyümüş. Tüm o kanlı kesikler kalbine doluşmuş. Her nefes alışında o kesikler içine batmış ve etrafı kana bulamış. O kız tüm kanları ruhuna aktarmış ve ruhunu bir çukura atmış. O çukur keskin kan kokusunu ve çığlık seslerini içine gömmüş.
Kız her doğum gününde geçmişini boğup o çukura atmış.
Günlerden bir gün bir tohum yuvarlanıp o çukura düşmüş ve kanlı toprağa tutunmuş. Zaman geçmiş, geçmiş, geçmiş. Akreple yelkovan birbirini kovalamayı kesmiş.
Kızın göz yaşları o çukura yağmur gibi yağmış ve o toprağa tutunmuş tohumu çimlendirmiş, büyütmüş ve beslemiş. Ardından o çukurdan dalları gökyüzüne yükselen bir ağaç belirmiş.
Kız o dallara sevinerek bakarken gözlerinde kan belirmiş ve dallardan usulca elinde kanlı bir kesikle o öldürdüğü bedenler sarkmiş..
- ÇUKUR -
Aslı KURU
- JoinedJune 23, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or
Story by 1AsliKuru
- 1 Published Story
ÇUKUR
2.1K
251
4
Damla sesleri toprak kokusunu burnuma getirirken seslerin yağmur sesleri olduğunu anladım.
Gözlerimden kestiğ...
#449 in yalnız
See all rankings