AhlalGunay

"siyah" dedi suyun içindeki kaplara kesilmiş beden. 
          	"Artık geri dönme vaktin gelmedi mi?"

AhlalGunay

Bir gün çıkıp "Bazen dayaklık davranıyorlar evet. Ama benim elim, kadınlar için kalkmaz." demişti. Oturduğu yerden, ona servis yaptığı tabağın titrediğini gördüm. Çok anlık bir tebessüm sundu, çünkü kalkıp gitmesi gerekiyordu. Servis yapmayı kesecekti ve kaçıp yerimize geçecektik. Masadaki herkesin onu onayladığını, baş salladığını ve tebrik ettiğini gördüm. Servisi yapan kişi başını kaldırıp bana bakabilmişti o an. Çok anlık davranışlar vardır, bakarken anlayabilmek gibi. Anlamıştım. O bakışın ne ifade ettiğini anlamıştım. 
          Aksini söyleseler bile... Hepsinin aklından bunun geçtiğini, hepsinin buna meyilli olduğunu... Bunu düşündüklerini. Ne demek istersek artık, aklından bunu geçirmiş olduğunu anlamıştık. Ona rağmen, tersini söyleyerek zararsız durmaya çalışırken onun kendini teselli etmesine izin verdik. Çünkü tek bir ileri davranışın, hiçbir şeyi güvenli alanda tutmayacağından emindik. Bunu söylediyse, bunu düşünüp eyleme geçirmekten çekinmeyeceği bir günün geleceğini de biliyorduk.

AhlalGunay

Bir gün, benim içimdeki bir ben, benimle konuşurken bir hikaye anlatmaya başladı. Ailesi hakkındaydı ancak öncesinde, usulca bunu onun bir düşü olduğuna ikna etti beni. Birlikte konuşmaya başladık. "Dedem," dedi bana ve bir süre bekledi. O an devamında ne söylemek istediğini ikimizin birbirimizle tartıştığımızın farkındaydım. Çünkü o cümleden sonra ne geleceğini duymayı en çok isteyen bendim o sırada. "Kadınların şeytan olduğunu söylerdi." diyerek devam etti ses. O böyle konuşunca, beynimin içindeki anlatıya bir dur demem gerekti. Çünkü bahsettiği dede, benim için tanıdık bir yelkenli, sığınmalık olmasa da görülebilecek bir liman gibiydi. Orada bekleyen bir varlıktı. 
          "bundan sonrasını tümüyle başka biri olarak düşünmen lazım, çünkü benim bildiğim dede böyle demez." demiştim anlatıcıya çıkışarak. Bana pek söz hakkı tanımadan beynimin içinden söylenmeye devam etti o. "Genelevlerden çıkmazdı." Bu sefer o anlatıcıyla kavga etmem gerektiğini düşünmüştüm. Sadece, yanlışlardan anlattığı hikayede bana gösterdiği kişiler, bildiğim simalar olduğu için. 
          

AhlalGunay

o, üstüme örtülmüş bir kızıl perde, ağırlığı altında ezildiğim kat kat kıyafet, beni nefessiz bıraktırırcasına sıkıştıran bir korse ve yapış yapış hissettiren yaz gününde üstüme giydiğim kaban gibi... ne zaman umutlansam, yamacımda biten bir husumet, hüznün kaynağı, hayatımın özeti, mutsuzluğumun eseri. onu böyle tanımlıyorum tanımlamasına, çünkü ne zaman hayatıma girse, bana sadece bu gereksiz detayları hatırlatan bir anımsatıcı gibi. ne zaman hayatıma girse, beni sorgulatan bir dindar misali, cevaplarımdan tatmin olmayan tanrı gibi.
          

AhlalGunay

"onunla, ruh eşi olduğunuzu düşünüyor musun?"
          
          Minik bir bakışma anı yaşandı aralarında.
          
          "her yerde karşıma çıkıyordu, her anda. bu kadar karşılaşmayla hayatımın sonunda biten azrailim değil de hayatımın bir parçası olduğunu düşünmeye başladım ben de. bir anlamı olmalıydı."

AhlalGunay

Areus da dahil olmak üzeri düzenlemeö gereken birkaç hikaye var ama düzenlemelerin güncellenip güncellenmediğini kestiremiyorum... Üstüne bölümler o kadar uzun ki bazıları için telefondan giriş yaptığımdan kopyalanmıyor bile... Şu uygulamayı yeniden ne zaman açacaklarını bilmiyorum ama artık hani açsınlar imdat.