Bu bataklığın suyu da çamuru da; -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile -Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran zihniyetten geliyor. Bazı hasta zihinli erkekler, asırlardır kadını kendilerinin duygusal işçisi, evlerinin bekçisi, toplumun günah keçisi olarak görüyor. Kadını toprak sanıp, iliklerine kadar sömürüyor. Kadına stres topu, mutfak robotu, cinsel obje muamelesi çekiyor. Kadını varlığında değil, sadece yokluğunda fark ediyor. Yarattıkları öfke, nefret ve korku ortamında, Kadınlara esaret yaşamı sürdürülüyor. Kadınlar dövülüyor, sövülüyor, kovuluyor, ya da vurulup öldürülüyor. Sadece fiziksel şiddetle değil, Zihinsel ve duygusal istismarla defalarca bıçaklanmalarına rağmen, Yaralarını gösteremiyor kadınlar, Ruhen yıkık bir harabeye döndürülüyor. Ve maalesef, -Bize en yakın olanlar, en keskin bıçağı elinde tutanlar oluyor, Sen onun saçının teline kıyamazken, o senin canına kıyıyor.
•••
Çoğu kadın kendini, Hep yakalanmak istenen bir kuş gibi hissediyor. Oysa kafeslere göre degil kadın, En az erkek kadar özgürlüğü hakkediyor. -Zaten sevgi özgürlüktür, bir pranga degil.- -Şiddetin olduğu yerde sevgi olmaz.- -Evlilik güç gösterisi, ego savaşı değildir.- -Mutlu evlilikte üstünlük savaşı yoktur, kıskanmak yerine güvenmek vardır.- Kaldı ki evlilik bir kafeste esir hayatı yaşamak da değildir. Evlendik diye, başımıza heykel dikmiyoruz, Kadını erkeğe, erkeği kadına köle etmiyoruz.
•••