Yalnızlıktan korkmuyorum. İçi boş vaatlerden, samimiyetsiz sarılmalardan korkuyorum. Uzun zamandır kendimi birine ait olma fikrine tamamen kapattığımı anladım. Uzun zamandır aslında epey bir yalnızlık çektiğimi ama daha az yara aldığımı farkettim. Kendimi birisini sevmeye mecbur hissetmiyorum çünkü kendimi sevmeye ve anlamaya odaklanıyorum. Kendimi öğrenmeden başka birinin dinlediği boktan şarkıları öğrenmeye ihtiyacım yok veya ayakkabı numarasını, en sevdiği rengi ya da mevsimi bilmeye hiç meraklı değilim. Hayat konusunda anı yaşıyorum desem de anlamı kaçırdığım pek söylenemez. Aklı başında davranmayı iyi bilsem de tam olarak ne istediğimi bende bilmiyorum, tıpkı herkes kadar kendimi kayıp veya anlamsız hissettiğim zamanlarda oluyor. Ama sadece bir tane hayatımın olduğunu ve saçma sapan şeylerle vaktimi harcamamın doğru olmadığını biliyorum. Sadece hayallerde değil, sadece rüyalarda değil, acımasız bir hayatın tam ortasında olduğumun farkındayım ve düştüğüm kadar ilerleyeceğim, düşündüğüm kadar yaşayacağım. Aklımı ekmek arasına koyup kendimi dibe vurmaya hiç gerek yok.. toparlanıyorum...