HasanTahaKorkmaz1

Derler ki, dünyanın bir yerinde bir kelebeğin kanat çırpışı dünyanın diğer tarafında kasırgaya sebep olabilir.
          	İdrak ettiğinde her şey ürkütücü olmaya başlar.

HasanTahaKorkmaz1

Her geçen gün daha çok batıyoruz karanlığa..
          
          Doğrultamıyor belimizi ardı arkasına doğan , her gecenin sonundaki aydınlık.
          
          Duyamıyoruz ki !
          
          Kara bulutların ardındaki güvercin seslerini 
          
          Umudumuz kalmadı çünkü ahmak ıslatanlardan sonra gökkuşaklarının çıkacağına.
          
          Gözlerimizi kör edip , mürekkeplerimizi bulayan gözyaşlarımızla.
          
          Nasıl engelleyebiliriz ki mısralarımızda büyüyen kanseri ?
          
          Sahi belimizi doğrultamayan umutsuzluk mu ?
          
          Sahi ne zaman başlardı mutluluk...maskeler takılınca mı ?
          
          Yoksa biz gökkuşaklarına değil de , ahmak ıslatanlara mı aşığız ?
          @hayallermutluluk hoşgeldiniz şaire hanım, zaten siz buraya bu satırlara hep “hoş” geldiniz ☺️ ama giderken ardındakini düşünmeyen, geri geldiğinde aynı bulabilir mi..?

HasanTahaKorkmaz1

Ve herkes bir gün gider,
          İnsan kendine kalır sonunda.

hcrprmdk

@ HasanTahaKorkmaz1  kesinlikle
Reply

HasanTahaKorkmaz1

@06kalem06 aldım sende de ,bir o kadar daha (:
Reply

06kalem06

@HasanTahaKorkmaz1  al benden de o kadar başkan :-))) 
Reply

HasanTahaKorkmaz1

Bir vuslat vakti kaç göz yaşı dökülebilir..
          Geceye.
          Gökyüzü hüznümüzden kalanları mı yağdırır..
          Yeryüzüne.
          Sevdiğiniz efendim , kaç kez el sallar ardınızdan..
          Seve seve.
          Beklemek daha ne kadar acıtabilir..
          Kalbinizden ciğerlerinize.
          Söyler misiniz bir insan ne kadar merhametsiz ve vicdansız olabilir..
          Kendisine.
          @CryDestiny

HasanTahaKorkmaz1

Yazıyorum seni geceme , gözyaşlarımla.
          Bakma mürekkebim bilmez aşkı kaleme almayı.
          Gözyaşlarım tercüme ediyor kağıda.
          Gökyüzü bugün de acıyor halime kusursuzluğum...
          Kış geldi ,vuslat gelecek sıkı sıkı giyin diyor.
          Biliyor ya vuslatı sevdiğimi,
          Bu gece de eşlik ediyor yağmuruyla.
          Sigaram biraz daha özlem dolu biliyor musun ?
          Rüzgar bile değiştiremiyor yönünü.
          Trabzonlunun sigarası tabiki inat edecek.
          Haberin yok ,yazıyorum yine seni o mavi kapaklı defterimize.
          Sen yoksun diye yazmaktan vazgeçeceğim mi sandın ?
          247 gün oldu senden haber almayalı.
          Bak turuncu renkli arabamız bile sitem ediyor gidişine.
          Saatimiz kutusundan çıkmak istemiyor.
          Yüreğimden de aşk...
          
          Söyle neredesin Karadeniz güzelim ?
          Hangi ufka kürek çekiyorsun?
          Ben buradayım işte, sen kime ne sunuyorsun?
          Sustum , beni fecaat gecelere kurban ediyorsun..etme işte !
          Başka gözlere bakamayrım olmay uşağum.
          Habule delireceğum artık neredesin be.
          Sıkacağum kafama , bi darlantu basay.
          Kalem Kâys, kağıt Leyla olmuş bitmiyor yazacaklarım.
          Bir gün atacağım seni içimden , geri almayacağım.
          Fesleğenim..Seyyah oldum geri adım atmayacağım.
          Bir başkasını seversen vallahi gökyüzünü parçalayacağım.
          Bir ara bir sor huzur durağım.
          Söz veriyorum kızmayacağım.
          Gelirsen bir gün bıraktığın gibi kalacağım.
          Dünde gitmiştin hatırla,
          Bugün de gittin.
          Muhtemelen yarında.
          
          KİMSESİZ şair.

HasanTahaKorkmaz1

Sakin kıyılara yasladık sol yanımızı.
          Allah’a emanet ettik yalnızlığımızı ve hüznümüzü.
          Yine gece, yine uyanma vakti dertsizler uykudayken.
          
          Bazen öyle olur işte, saatlerce uyumak istersin. Bazen de öyle bir uykusuzluk çöker ki insanın başına, saatlerce uyumaya çalışarak vakit geçirirsin. Kütüphanenden en sevdiğin kitabın sana baktığını görürsün. Sessiz evin içinde ayaklarının halıda çıkardığı sesleri bile duyarak kalkar, o kitabı alırsın.
          Yüzükoyun uzanırsın yatağa, bir bakarsın ki yanında kahve yok. Öyle çok yakışır ki kahve o âna. Ama uyumaya çalışan biri için gece yarısı kahve fikri kötü bir seçenek olacaktır.
          
          İşte bazen bir neden aramazsın yaptıklarına. Öyle sıkılmayla, çaresizlikle, seni çekip kurtarabilecek umut arayışlarıyla döner durursun olduğun yerde. Bazen her şey yolundadır ve mutlusundur hayatta, bazen zordur hayat, bazen birileri vardır yanında rahatlatırlar varlıklarıyla. Bazen de yalnızsındır bu hayatta.
          
          Bazen bazı anlar gelir aklına. Senden giden ne varsa hatırlarsın. Oracıkta, sanki üzerinden günler, haftalar, aylar geçmemiş gibi, oracıkta duruverir işte. Gidenlerin özlenmesi üzerine ne kitaplar, ne şiirler yazılmıştır. Peki ya kalanların özlenmesi ?
          
          Yani giden o değil de sizseniz, bu durumu kaldırabilecek kaç yürek vardır ki bu dünyada?
          İnsan kendini nasıl affeder ki ?
          Düşündükçe göz bebeklerimin büyüyüp küçüldüğünü hissediyorum. Çok korkuyorum.
          -Karadeniz güzelim, affedebiliyor musun kendini ?
          
          Bazen birinin senin için dua etmesini istersin. Belki annenin, belki dostunun, belki de sevdiğinin. Habersiz, plansız, tam ihtiyacın olduğu anda sol yanına esen bir rüzgârdan anlarsın duâ’nın gelişini. 
          
          -Sevmek, sevdiğin dua ettiğinde hissetmek mi yoksa?

nurayozgecacar

@HasanTahaKorkmaz1  her daim duamdasın hissetmen dileğiyle❤
Reply