Helenoya

Bazı insanları çok öncesinden tanıyormuşum biliyormuşum ve seviyormuşum gibi bir duygu oluyor içimde. Bazen bakışlarından, bazen gülüşlerinden kalbime akan tanıdık, ılık ve rahatlatıcı bi su gibi gelen.. 

Helenoya

Bazı insanları çok öncesinden tanıyormuşum biliyormuşum ve seviyormuşum gibi bir duygu oluyor içimde. Bazen bakışlarından, bazen gülüşlerinden kalbime akan tanıdık, ılık ve rahatlatıcı bi su gibi gelen.. 

Helenoya

Sessiz bi yaz gecesiydi ege kıyılarında, hatırlar mısın o geceyi? Bense hiç unutamam, kalbimde çırpınıp dışarı fırlamaya uğraşan aşkını. Peki sessizliği susturduğumu da hatırlar mısın? Sende var olma tatmininin yalnızca ucundan koklamış olmama rağmen. Kulaklığımı takmış, cırcır böceğini susturmuşken izlediğim o titrek yıldızı bütün bir olanlarla içime alışımı? Heh işte hiç bir zaman unutamam ben o geceyi.

Helenoya

Sanki içini dökme isteğini susturmuşsun gibi bi his. Anlıyor musunuz? Artık tek istediğin susmak ve anlaşılmak. Sonsuza dek. Bir olanla bir olmaktan başka bi ihtiyacın kalmamış gibi. Hissettiğin derin duygu özlemden başka bişey değil.

Helenoya

Ağrılardan bir dağ geldi oturdu ömrümüze, ama sen masal kuşlarını küstürme onlar getirecek güneşi karanlık göğümüze. Tükenme,  çarpa çarpa kırar boynunu serçeler göğsümün kafesinde. Ritmini yitirir solumdaki kan gölü, kurur orada öylece
          Kara çocuk, tükenme. Kırılan kemik, atomlarına ayrılan biblo, tuz ve nar aşkına. Yani ki kanayan kolumuz, kanadımız, adımlarımız, Dağılan avuç içi haritamız aşkına, bitme..