"Nil terk ettiği için mi bu kuyruk acısı?" Meyra başını dikleştirdi, gözleri dolmuş olsa da asla ağlamamıştı. "Sen ne söylersen söyle o kadar mutluyum ki! Başına gelen her şeyi o kadar hak ediyorsun ki!"
"Utanmıyorsun, değil mi şu hâlinden?"
"Sen kendi yaptıklarından utanmıyorsun da ben mi utanayım yaptığımdan?" Kaşlarımı kaldırdım. "Yaptım ya! Ben yaptım. İyi ki de yapmışım, hiç pişman değilim." Bağırışlarına bir son verip daha kısık bir ses tonuyla devam etti. "Ama geri zekâlı, bunu sana saplantılı olduğum için değil, o kızı senin gibi bir aşağılıktan kurtarmak için yaptım."
"Meyra, sana bu lafları yediririm. Biliyorsun, değil mi?"
"Amir," dedi sakince ve ona doğru bir adım attı. "Si*tir git."
-sevgi dili deyince de bunlar...