Bundan yaklaşık üç yıl öncesiydi, o zamanlar daha üniversiteye başlamamış dershane köşelerinde sürünüyordum. Altı kişilik ufak arkadaş grubumda her biriyle farklı ortak noktalarımız olsa da biri vardı ki yaktı başımı. EXO sevdasından yanıp her teneffüs muhabbetini çevirmeye başladık. Sonra bana Wrongdoer okumam için tam anlamıyla psikolojik baskı uyguladı. Tabii o zamanlar derslerle ilgili aşırı stres olduğum için pek girmiyordum buralara. Bir gün artık kitabı okuyayım diye beni spoiler vermekle tehdit etti ki en nefret ettiğim şeylerden biridir spoiler yemek. Öylelikle başladım okumaya, ertesi gün sınıfa girer girmez çantamı sıraya attığım gibi kitaptaki bir olayın derdini arkadaşıma yandığımı hatırlıyorum. Tabii ben okuyorum ama okudukça meraklanıyorum. Yine bir gün ders arasında sohbet ederken kitaptaki kimliği bilinmeyen malum kişinin kim olduğu ile ilgili teorilerimi anlatıyorum arkadaşıma. O da yanıldığım her seferde acımdan zevk alarak kahkaha atıyor falan. Ben en sonunda dayanamayıp 'o değil, bu değil, kim oğlum bu? (tam olarak o kişi) olacak hali yok ya' dedim ve bir anda donakaldı. Sonrası sessiz bir bakışma ve benim kendi kendime spoiler yedirmemden kaynaklı içsel çöküşlerimle günü geçirdik. Böylelikle ficlerinle tanıştım, sonra dendroyu okudum iki üç defa falan, geçenlerde yine karşıma çıktı hesabın ve daha az önce ibold bitirdim. Şimdi ise niyetim Flash9 ile devam etmek lakin illet hastalıklarımdan biri de bitmemiş fice başlayamamak, sabah güneş doğarken ibold chanbaek gibi güneşe dua edeceğim sanırım final bölümü gelsin diye.