@kthvaid seni seviyordum ve bu içimde, nerede ne şekilde olursa olsun seni yaşatma haddi bulduruyordu. biri seni düşünüp, yokluğun ortasında dahi, bir yerlerde iyi olsun diyordu ve benim hep anzere gidesim geliyordu, munzura çıkasım, bir bir dağları gezip senin kedi pisliği yaralarına merhem kaynatasım tutuyordu başımda bir ağrıyla her sabah. ama sen, sana değmeyen bir elin bileğini büktün. ben sıkılı yumruklarımı senin karşında heyecandan çözüvermiştim. benim cebimdeki kırk yıllık taşlar düşmüştü seni görünce. şimdi o vakitlerden çok, düşürdüğüm taşlardan daha sert, büktüğün o bilekten daha kırgınım. seni öldürmeye ant içecek kadar yabancısıyım gibi gözlerinin ve uğramışım bir haksızlığa yutamıyorum kırk suya yedi ayet yakıp içsem de bana bunu nasıl yaptın. ben bir merhamet görünce korkudan aklını yitiren kızdım. çünkü biliyordum, böyle şefkatler zulüm doğurmakla meşhurdur. seni isa etmiştim dölsüz rahmimde, ne acı şimdi gereceğim çarmıha yazık.