TheAether1_

Sakın nefret ettiğimi düşünme, bende böyle duygular barındıramazsın.

TheAether1_

Küçükken kaybolmamak için yola dizilen küçük simit parçaları, büyüyünce nerelere dizilir, çizilir, dağılır, ezilir.
Reply

TheAether1_

TheAether1_

Şimdi eğlenirsin onunla. Sen onunla eğlenirsin, benimde ruhumla eğlenir anılar.  Benim gibi çok seversin onu, benimde seni sevdiğim gibi. Sen sevgi nedir bilir misin?  Hasretinden ölsem kapını çalan olmazdım, sürünüyorum. Bir damla yaş olsam gözünde dolar akmazdım, utancından kafanı yere eğerdin ve belki gözünü ellerinle rahatsız ederdin. Ben yine de akmazdım. Adın sevgi olsa,  kalbimden söker atardım. Kalbimden söker atar, ruhumu söker atardım.  Şimdi sen gezersin onunla. Aklım seninle, sen onunla gezersin. Adını ne koyayım? Bırak onca işi. Gitme onunla, sevme onu, eğlence. Bana kal. Sen bana kal ve bende benimle kalayım. Sen, hayır. Gerçekten sen, sevgi nedir bilir misin? 
Reply

TheAether1_

O gece, bir süre ağladım. İçime çöken sayısız duygu aşamasından yalnızca biriydi bu. Sorumsuzluk duygusunun altında ezilmek vardı içlerinde. Beklemediğim, alışık olmadığım olaylar karşısında yaşadığım şok vardı. Sevdiğimin, onun dışında olan ve dış dünyada varlığımı sürdürebilmem için verdiği eşyalar arasından beni izleyen sitemli bakışları vardı. İçimde ona karşı uyanan kin ve kendini daha ani, daha keskin, daha karşı konulamaz şekilde belli eden aşkım vardı. Karşımda ise sadece onun sitemkârlığı vardı. Fakat her şeyden çok, anlayış vardı içimizde. Adeta gözlerimin önündeki sis perdesi kalkmış; hayatı, güzellik ve acımasızlıktan ibaret o canavarı görebilmeye, anlamını kavramaya başlamıştım. Sevdiğimin sis perdesinden kurtulması köreltmişti karşı konulamaz aşkımı. İçime çöken çelişkili hislerin arasında utanç da, pişmanlık da yoktu fakat. Beni kavuranın bir aşk öpücüğü olmadığını, hayat dolu kadehi dudaklarıma getirenin aşk olmadığını bilmekten kaynaklanan kırgınlığın donuk sızısı vardı. İçimde, sevdiğimin sesleri ve donuk acım ruhuma eziyet ederken, dışımda sessiz bir kukla görünen tersinde hareket ediyordu.

TheAether1_

Solgun bir ışık doğuyordu içimde; bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık. İlk zamanlarda sadece allak bullak ediyordu bu beni. Düşlere, dalıp gitmelere, kendimi gözyaşlarına bıraktığım o gece yarısı belli belirsiz üstüme çöken kedere sürüklüyordu. Böyle başlangıçlarda öylesine yitirmişim ki kendimi. Düşünüyorum şimdi. Nice ruhlar gitmiştir bu kıyamette! Denizin hiç kesilmeyen sesi akıl çeler; fısıldayarak, gürleyerek, mırıldanarak bir başınalığın uçurumlarında kaybolmaya çağırır ruhu. Ruha seslenir deniz. Dokunuşu ürpertir; yumuşacık, çepeçevre sarar bedeni. Ruhum senin sigara küllüğüne yazar adını. Sonrasında bu uçurumun güzel seslerinde yok eder kendini.