_siyahkurdeleler07

"Biz ölmək üçün yaşayırıq...Yaşamaq üçün ölən insanlardan xəbərsizik!.." 
          	                                 Azad.

_siyahkurdeleler07

"Konuşmak bahane aslında. Sen onu sevdiğin için tüm bu çaban. Dayanamıyorsun, kalbinden atamıyorsun, en sonunda üzülüyorsun ama sesini duyunca sanki rüzgar bitiyor, yağmur başlıyor. Güneş gidince Ay onu göremeyeceğini bilerek peşinden koşuyor, aşk ta bu değil mi zaten? Farketmeyeceğini bilerek sevmek, yazmak, konuşmak. Bazen de görüşmek istersin ama yol öyle uzak ki, sen sevginin çizdiği sınırları bile bile yolda kalmak istersin, sırf uzak diye, ama uzaksa da ona uzak diye. Başkası olsa kalbini durduracak gibisin. Sevgi nasıl da ikiyüzlü. Akıl alır ama akıl da verir. Peki ya ben kalp'sem, o akıl mı? Değil demek isterdim, ama sevmiyorsa aklın işidir derim, gönlün değil..."
           #birşeylerdeniyorum¹³

_siyahkurdeleler07

Beklemek güzeldir derler. Düşünürsün, sana baktığında parlayan gözleri anımsarsın. Düşünmek yetmez. Gözlerini kapatıp açtığında yanında olmasını istersin. O an tüm
          düşündüklerin boşa gider, çünkü kalp diğer yarısını
          göremeyince kendinden uzakta olmasını istemez.
          Gönül işi dedikleri bu olsa gerek; yere göre sığamadığından kalbini ona değil de, duygu dolu cümlelerin yazılmasını bekleyen bir kağıda dökmek, hiç okunmayacak cümleler yazmak. Ama ben yazıyorum yine de, belki okursun diye. Belki...Ne küçük bir kelime değil mi? Ve de ne büyük hissler barındırıyor içinde...Duyunca olmayan umudunu kazanıyor insan, umut ederek yaşıyor her gün. Ama sevenin umudu uzaktaki sevdiği olunca yaşamak her gün daha da zorlanıyor. Umut sadece o kişi oluyor, sonra bir bakıyorsun, iki günlük kalbini döktüğün gidiyor. Ne hoşça kal diyor, ne de elinden tutup seni de götürüyor. Ve sen beklemeye başlıyorsun en başa dönerek. Belki diyorsun, dönmesini arzuluyorsun, gitmemesini...Ama sadece arzuluyorsun...
           #birşeylerdeniyorum¹²

_siyahkurdeleler07

Geceye çökmüş üzüntüsü. Ne Ay görebiliyor yüzünü, ne de yıldızlar duyabiliyor sesini. Karanlığı sevmeye başlamış, ışıkta gözyaşlarını görmesinler diye. Karanlığına tutulmuş, gecenin sessizliği ağlayışlarını kabul etmiş diye. Sessiz çığlıklar yüreğine ağır gelmiş ama gece onu alıp saklamış, gündüzüne de katmamış, gündüzleri hüzün çığlıkları yerine mutluluk çığlıkları olsun diye çabalamış. Ama o tutunamamış gecenin eline, umudunu kaybetmiş bir süreden sonra. Gündüzlerini hüzün çığlıkları doldurmuş mutluluğun yerine. Ondan sonra küsmüş gündüze ama gecesi acısını paylaşabileceği tek dostu olduğu için yeniden ellerini tutuvermiş gecesinin. Ve ardından her gün gecenin gelip ağlayışlarını saklamasını beklemiş, içini dökmüş ve siyah beyaz ruhuyla yeniden uykuya dalmış...