acar_er

Hayırlı huzurlu bayramlar dostlar. Bayramınız Mübarek Olsun 

acar_er

Kutsal*
          Kora dönüştü yürek 
          Ufukta seni görünce
          Tek liman oldun sen
          Sevgiye har olunca 
          Anlayamadım nasıl oldu
          Ufukta sen gorulunce
          Lal oldu dil
          Gözler kesisip bir olunca
          Ayrılmak zor geldi 
          Zehir zemberek oldu
          Kelimeler lal oldu
          "Babası gitme" deyince
          Gelmek bir olmak vardı
          O da olacak kor misali
          Biraz dikenli 
          Bir de gül misali
          
          Sen aktin içime 
          Lime  lime işledin 
          Seni alıp saklasam 
          Yüreğimde 
          Gelir seninle beraber
          Menevis gözlü dilber
          
          İlk önce seni aldım
          Sana aşık oldum 
          Sonra Menevis geldi
          Gönülde iki saray
          Köşe başında Menevis
          Altında Kutsal
          Ah ne zaman 
          Vuku' bulacak Vuslat
          Yolumuz çetin 
          Menevis çetin
          Çok Yaman olacak
          Bir sevda türküsü
          İsminde kutsal
          Yaprağı Menevis....
          
          NOT:
          
          *@ozgeerk tarafından yazılan KUTSAL adlı kitap için  bir şiir çalışmasıdır. İlham geldikçe devamı inşallah gelecektir. Belki tam anlatamamis olabilirim ama nacizane kalemimizden bunlar döküldü. Yazarımıza çalışmalarında başarılar diliyorum efendim. 
          Bir sonraki hikaye/kitap için olacak olan şiir çalışmamızda görüşmek üzere. 
          Hayırlı aksamlar... 
          
          

acar_er

NEME LAZİMCİLİGİN ZARARI 
          
          Asofya karşısında altı minareli ve gâyet zarif Sultanahmed Câmiinin bânîsi olan Birinci Ahmed Han, devletin içine düştüğü bazı sıkıntılar üzerine en yakın hizmetkârı vâsıtasıyla Şeyhulislâm Mehmed Efendi’ye: 
          
          “Ümmet-i Muhammed’e ilâhî yardım vaad olunmuşken Devlet-i Aliyye’nin üzerine çöken bu başıbozukluğun ve halkın perişanlığının sebebi nedir?” diye yazmış. 
          
          Şeyhulislâm cevâbında fetvâlarda mu‘tâd olduğu üzere aynı kağıda ve sultânın nâmesi altına uzun bir “be” harfi çektikten sonra “Bu iş beni ne alakadar eder” diye yazıp gönderir. Sultan bunu görünce, Şeyhulislâm suâlime itibar etmemiş diye hiddetlenir ve derhal huzuruna getirilmesini emreder. Şeyhulislamlara padişahların göstere geldikleri iltifatı etmeyip onu azarlar ve: 
          
          “Benim için bu kadar mühim bir işte nasıl: ‘Bana ne’ deyip cevap vermezsin?” der. Şeyhulislâm der ki: 
          
          “Hayır sultânım, bilakis sizin suâlinize çok dakîk ve vecîz sûrette cevap verdim. Her ne vakit devlet adamlarının ve milletin ferdleri sadece kendini düşünür, herkesi alakadar eden hususları düşünmez de: ‘O işten bana ne’ derse artık belâlar umûmî olur” der.
          
          Sultan Birinci Ahmed Han, Şeyhulislâm’ın izâhını çok beğenir ve ona üç hil‘at giydirir. (Makâlât-ı Kevserî)
          
          FIKRA: Çömlekler Büyük Olursa!
          
          Açgözlü ve tamahkâr Eş’ab bir gün, çömlekçi dükkânının önünde durup bir zaman çanak çömleklere baktıktan sonra çömlekçiye, 
          
          - Şunları biraz daha büyücek yapsan olmaz mı? demiş. 
          
          Çömlekçi onu müşteri zannedip 
          
          - Hangisinden ne kadar, ne büyüklükte istiyorsun? diye sorunca:
          
          - Yok, ben alacak değilim. Alanlar, şayet bu kaplarla bana bir şey verecek olurlarsa, çokça olsun demek istedim!... demiş.

acar_er

Karşılıksız ne kadar dayanır kalp
          Hislerini inat edip saklayan kalp
          Kapılmaktan korkan inciden kalp
          Gel sarayim seni saray kalbimde 
          
          İnce ince işlendi bana kalp 
          Sardı sarmaladi beni
          Muhtaç olduğum anda 
          Vurdu kırdı viran bıraktı
          
          Takip ettiğim bir hikayeye şiir biraz benden biraz karakterden...