NEME LAZİMCİLİGİN ZARARI
Asofya karşısında altı minareli ve gâyet zarif Sultanahmed Câmiinin bânîsi olan Birinci Ahmed Han, devletin içine düştüğü bazı sıkıntılar üzerine en yakın hizmetkârı vâsıtasıyla Şeyhulislâm Mehmed Efendi’ye:
“Ümmet-i Muhammed’e ilâhî yardım vaad olunmuşken Devlet-i Aliyye’nin üzerine çöken bu başıbozukluğun ve halkın perişanlığının sebebi nedir?” diye yazmış.
Şeyhulislâm cevâbında fetvâlarda mu‘tâd olduğu üzere aynı kağıda ve sultânın nâmesi altına uzun bir “be” harfi çektikten sonra “Bu iş beni ne alakadar eder” diye yazıp gönderir. Sultan bunu görünce, Şeyhulislâm suâlime itibar etmemiş diye hiddetlenir ve derhal huzuruna getirilmesini emreder. Şeyhulislamlara padişahların göstere geldikleri iltifatı etmeyip onu azarlar ve:
“Benim için bu kadar mühim bir işte nasıl: ‘Bana ne’ deyip cevap vermezsin?” der. Şeyhulislâm der ki:
“Hayır sultânım, bilakis sizin suâlinize çok dakîk ve vecîz sûrette cevap verdim. Her ne vakit devlet adamlarının ve milletin ferdleri sadece kendini düşünür, herkesi alakadar eden hususları düşünmez de: ‘O işten bana ne’ derse artık belâlar umûmî olur” der.
Sultan Birinci Ahmed Han, Şeyhulislâm’ın izâhını çok beğenir ve ona üç hil‘at giydirir. (Makâlât-ı Kevserî)
FIKRA: Çömlekler Büyük Olursa!
Açgözlü ve tamahkâr Eş’ab bir gün, çömlekçi dükkânının önünde durup bir zaman çanak çömleklere baktıktan sonra çömlekçiye,
- Şunları biraz daha büyücek yapsan olmaz mı? demiş.
Çömlekçi onu müşteri zannedip
- Hangisinden ne kadar, ne büyüklükte istiyorsun? diye sorunca:
- Yok, ben alacak değilim. Alanlar, şayet bu kaplarla bana bir şey verecek olurlarsa, çokça olsun demek istedim!... demiş.