adannnddd

Arkadaşlar 16. Bölümü okuyanlar için, 16. Bölüme bir yer ekledim ilerleyen zamanlarda bir yeri anlamanız için. İlker’in, Paris’e gitmeden önceki gün oldu. Şimdi orayı aşağıya koyuyorum. Tamamını anlamak için 16. Bölümde 
          	
          	Aradan iki gün geçti. Ceyda ve İlker dün gece hep istedikleri kendi isimlerini koymak istedikleri denize gelmiştiler o gece. Ayaklarından ayakkabılarını çıkardılar el ele tutuşarak gecenin soğukluğunda, karanlığında yürümeye başladılar. İkisi de tek bir soluk bile etmemişti. Daha sonra biraz daha yürüyüp kumsalın bir yerine oturdular. Hâlâ el ele tutuşuyorlardı ama bu sefer ikisi de sahile yattı ve gökyüzünü izlemeye başladılar. Elleri hâlâ birbirini bırakmamıştı. Daha sonra İlker: ‘Bu gökteki yıldızlar bizim evimiz, bu karşımızda duran deniz bizim evimiz… Ama yarın bu yıldızlar bizi hapsedecek, bu deniz de bizi boğacak…’ Ceyda bir şey diyemedi. Şu an İlker’le geçirdiği anın keyfini çıkartmaya çalıştı ve uzun bir aradan sonra hâlâ yerde el ele yatarlarken ‘Deniz bizim evimiz. Bunu sakın ama sakın unutma!’ daha sonra sabah oldu. İlker’in gelme günü geldi çattı. 
          	
          	Hikâye böyle devam ediyor.  

adannnddd

Arkadaşlar 16. Bölümü okuyanlar için, 16. Bölüme bir yer ekledim ilerleyen zamanlarda bir yeri anlamanız için. İlker’in, Paris’e gitmeden önceki gün oldu. Şimdi orayı aşağıya koyuyorum. Tamamını anlamak için 16. Bölümde 
          
          Aradan iki gün geçti. Ceyda ve İlker dün gece hep istedikleri kendi isimlerini koymak istedikleri denize gelmiştiler o gece. Ayaklarından ayakkabılarını çıkardılar el ele tutuşarak gecenin soğukluğunda, karanlığında yürümeye başladılar. İkisi de tek bir soluk bile etmemişti. Daha sonra biraz daha yürüyüp kumsalın bir yerine oturdular. Hâlâ el ele tutuşuyorlardı ama bu sefer ikisi de sahile yattı ve gökyüzünü izlemeye başladılar. Elleri hâlâ birbirini bırakmamıştı. Daha sonra İlker: ‘Bu gökteki yıldızlar bizim evimiz, bu karşımızda duran deniz bizim evimiz… Ama yarın bu yıldızlar bizi hapsedecek, bu deniz de bizi boğacak…’ Ceyda bir şey diyemedi. Şu an İlker’le geçirdiği anın keyfini çıkartmaya çalıştı ve uzun bir aradan sonra hâlâ yerde el ele yatarlarken ‘Deniz bizim evimiz. Bunu sakın ama sakın unutma!’ daha sonra sabah oldu. İlker’in gelme günü geldi çattı. 
          
          Hikâye böyle devam ediyor.