"İstemedin. Uğraştım kabul etmen için, bekledim. Ne kadar sabırlı olduğumu biliyorsun." Sinirden dolan gözlerini kırptı. Kalbinde biriken acı şimdi gözlerindeydi; kızarmış, yanıyordu. "Geçmiş bir yıldır seninle konuşmuyorum ve nedenini bile sormadın. Anlamazsın tabi, konuşmaya çalışmadınki. Şimdi sinirimi sorgulama, buna hakkın yok." Gözlerini Jeno'ya dikti. Yüz ifadesi sabitti ama gözünden bir damla düşmüştü. Genç Solis sinirlenmişti çünkü değer verdiği birinden karşılık alamamıştı. Jeno'nun tek yapabildiği yanağında asılı kalan göz yaşına bakmaktı. Silmeye çalışsa olaylar daha da kötüleşir miydi?
"Bak Jeno. Senden benimle beraber gelmeni isteyemem. Yanında durmama bile istekli değilsin. Yine de bana bu kadar kötü davranmak zorunda değildin." Burnunu çekti. Bir süreliğine bakışları tavana kaydı ama bozmadan tekrar Jeno'ya döndü Rosa. "Beni ağlarken görmüş müydün hiç?"
"Hayır." Başıyla da reddetti. Düşmemek için direnen damlaya bakıyordu hala. Rosa'nın o damlanın varlığından haberi olup olmadığını sorguladı kendi içinde. Tam silmeye yeltendiğinde o tek damla süzüldü ve kendisi için uçurum olan çeneden kayıp yerdeki kızıl toprağa düştü.
Gıcırdayan ahşap kapı ardından yüksek bir kapanış sesiyle titredi. Mary hızlıca Rosa'nın yanına varıp kaskatı kesilmiş kollarını tuttu. Sinirlendiğini biliyordu, hissetmişti. Sinirlendiğinde olanları da...
Nermin ldkvldş