Hayat denen ışığın parıltısı gözlerinizi körleştirdiğinde,
Sırtınızı dönün,
Döndüğünüzde sizin için karanlık olacağım.
Hayatı öğrenin diye uçurumlara itildiğinizde,
Açın kalplerinizi satırlarıma doğru,
Atlayın kelimelerimin uçurumundan gökyüzüne doğru.
Size uçmayı öğreteceğim.
Ben, bir kelebeğin kozası,
Parçalanırken uçmayı öğreten.
Ben bir kalemin mürekkebi,
Zamanla demlenen,
Sinsice kanınızda ilerleyen.
Ve ben,
Bir dünyaya hayat verdim, ölmüş bir hayatın üzerinde,
Kalemimi acımadan oynattım bir ceset üzerinde.
Kurbanı kağıtlarım,
Kanımın mürekkep olduğu kalemimin.
Çoğu zaman,
Sığındığım dünyaydı kalemim,
Sayfaların üzerine kurdum dünyamı.
Soyunun,
Maskelerinizden, yalanlardan, yargılardan...
Kefeninizdeki tüm lekelerden.
Atlayın okyanusuma,
Size, dalgalarımı vereceğim,
Suyun yüzeyinden gökyüzündeki sahnemi izleteceğim.
Yıldızlardan göz kırpacağım hepinize birer birer.
Bulutlarımdan akıttığım zerrelerin altında yıkayacağım sizi.
AYBEL FERZİN
-
Yeryüzündeki yollar çıkıyor gökyüzüne, gökyüzü bitiyor boşluğun soğuk gölgesinde. Aş gölgelerin soğuğunu yarat kendi yollarının soluğunu.
- Se ha unidoDecember 14, 2015
Regístrate para unirte a la comunidad de narradores más grande
or