"Burada bana göstermiş olduğun hizmetler bir yarenin sahip olduğu en yüksek mertebe. Bunun farkındasın değil mi?"
Sürüngen gölgeler arasında, her an karanlığından yaratıklar çıkacakmış gibi duran duvar köşelerine sahip odada, kadınsı vücudunu hareket ettirdi. Uzun ve biçimli parmakları, kül rengi elbisesinin tüllerinden ayrılarak, oturduğu çarpıcı koltuğunun kolçaklarına dokundu. Zarif bileklerini oynatıp uzun tırnakları ile lokomotifli kolçağa ufak vuruşlar yaptı.
"Sana söylüyorum ecnebi." dedi kadın tahammülsüz bir sesle.
Bacak bacak üstüne atmış ve bir elinin sırt kısmına çenesini yaslayarak, detaylı yapılmış altın iplikler ve alnı çeşitli mücevherle süslenmiş peçenin altında kalan yüze cevap bekleyerek bakıyordu.
Ecnebi, "Evet, farkındayım." diye boğuk bir sesle ince örtünün ardından yanıtladı. Kabullenmişliği ile kadının gözleri parladı ve dudaklarına karanlık bir gülüş oturdu.
"Farkındalığın büyük bir erdemliktir değerlim." dedi. Son kelime dudaklarının arasında yumuşadı. "Fakat göstermek için daha çok çabalamalısın."
"Ne yapmamı istersiniz?"
"Kuvvetli ve dinç vücudunun bir kadına neleri sunabileceğinden başlayalım mı?"
"Elbette." Adam kanıtlama ihtiyacı duyduğunda, kendini küçük düşmüş hissetti.
Yaşayanların ruhunu almaktan zevk alan Gecenin Yaratığı şuracıkta olsa, kadının karanlıkla kurduğu bağ ile iç içe olan güzelliğinden eminim ki dağılırdı ve otoritesine boyun eğmekte acele ederdi.
Kadın geriye yaslanıp ufak bir soluk aldı. "Özenli yüzünü insanlıktan gizleme gereği duyan Mahfas." Sesi istekliydi ve özel bir dua gibi mırıltılıydı. "Sükuneti kuşanmış kıvrak dilinle efendine sunduğun hizmete devam et, değerlim." dedi ve yarene karşı bacaklarını açtı.
⚜️
"Bazı geceleri, ay çağırır."
Mahfas / Kalpte Yuva