Senin güzel yüzünde ölüm bile güzeldi.
(Ölüme Fısıldayan Adam)
İyilerin kasvetinden kötülerin samimiyetine kapıldım ben.
(Ölüme Fısıldayan Adam)
Belki kızıl bir şafak gibi sökerdi umut.
(Kuruyan Yapraklar)
Bütün günleri öldürmek gerekir bazen, bir günü doya doya yaşayabilmek için.
(EziKraliçe)
Bazen yaşamak bile bir cesaret eylemidir.
(Amelia)
Sen cennetin varlığından gurur duy, ben cehennemi istiyorum.
(Yabancı)
İmkansız olan her şeyin bize garip bir mutluluk vermesi ne acıydı. Garip ve içi boş bir mutluluk.
(Sokak Dansı)
Hiç başlamamış bir şeyin bitmişlik hissi. Gökyüzü güneşi kabul edene kadar sabredeceğimi tekrarladım.
(Sert)
En güzeli de yalnızlığın karşılık istemeden her zaman yanımızda olması değil miydi?
(Perdeler)
Aydınlık gölgenin ölümünü avuçlarının içinde saklar. Gölgenin özgürlüğü, aydınlığın merhametinde saklıdır.
(Gölge)
Gelecek binlerce çekmecesi olan dolap, bense içindeki cevheri arayan umutsuz kişiliktim.
(Noksan)
Seni sevmek için sana ihtiyacım yok.
(Aşka Muhtaç)
Ve burası. Tükenmişliğin zirvesiydi. Orada duruyordum. Bir adım daha atarsam yok olacaktım. Çünkü biliyordum, acının suratına tükürebilmenin de kendine has bir huzuru vardı.
(Gitarın Dansı)
Koşuşturmacalardan sıkılmış, tek başına kalabilmek için insanlara katlanan, mutluluktan dans ederken aynı zamanda yere çöküp ağlayabilen, ne zaman nerde ne istediğini bilmeyen şahıs.
- JoinedSeptember 2, 2014
Sign up to join the largest storytelling community
or