dibebatmasanati

yolumu aydınlatacak ışık bazen beni kırıp çatlaklarımdan sızıyor

dibebatmasanati

bu ne tam anlamıyla bir başlangıç ne de kesin bir sonu anlatıyor. çünkü bazı hikâyeler, arafın içinde doğar—ne tam karanlıkta ne de ışıkta. her sayfa, bir iç çekişin, bir serzenişin yankısıdır. sessiz çığlıkların, dillendirilmemiş öfkelerin, geç kalınmış vedaların izlerini taşır.
          
          insan bazen ne gidebilir ne de kalabilir. bir adım atmaya korkarken, yerinde kalmanın da can yaktığını fark eder. işte o aralıkta—araf dediğimiz o yerde—kalem, kelimelere dönüşür. bu sayfalarda anlatılanlar; bekleyişlerin, kırgınlıkların, geçmeyen zamanın ve içten içe söylenilenlerin yankısıdır.
          
          bu bir isyan değil, bir iç döküş. bir kabulleniş değil, sorgulayış. belki de sadece görülmek, duyulmak isteyen bir ruhun fısıltısı.

dibebatmasanati

burası bir mezarlık, ben ise sessizliğin yankısıyım,
          ne bir çığlık ne bir feryat, sadece boşlukta asılı kalan o keskin his...
          acı doluyum, isyanım içime hapsolmuş, ama yorgunum artık hissetmekten.
          yakarışlarım ne duyan var ne de umursayan,
          hissizlik bir perde gibi örtüyor üstümü.

dibebatmasanati

burası bir mezarlık, sen ise suskunluğun suretisin,
            ne bir nefesin var ne de bir gölgen, sadece yokluğun ağır sessizliği.
            acı burada taşlara kazınmış, isyan toprakla karışmış,
            ama sen... hissizliğin ta kendisisin,
            bir adım ötemde, ama sonsuz uzaklıkta.
Trả lời

dibebatmasanati

kanımı akıtarak geldim bu noktaya. senden daha büyük canavarlarla savaştığım bir çocuklukla bedel ödedim. bu dünya beni kucakladığından daha çok sessizliğe gömdü. gördüklerimi hiç görmedin sen. dibi boyladığım çukur, cehennem kadar derindi. oradan çıkabilmek için onlarca yıl savaştım. ellerimde kan. ayaklarımda yaralar. daha fazlasına katlanamam diyordu zihnim. topla kendini dedim, buraya neşe bulmaya geldik, bulacağız. avlandım. katledildim. ve sonra dünyaya geri döndüm. canıma kasteden her canavarın canına okudum. şimdi sen kalkmış, beni tahtımdan etmeye çalışıyorsun. hayatımı adayarak var ettiğim bu tahttan... tatlım. bu iş senin boyunu aşar. senin gibi hokkabazlar eğlence olur ancak bana. dişime göre değilsin. ben öyle büyük şeytanlarla dans ettim ki.

dibebatmasanati

kırmızı şarap camda oynadı
          gözlerinde heves yalazlandı
          yumuşak yatakta benim bedenim
          göğsünde onun sarhoşça kıvrandı

dibebatmasanati

günah işledim lezzet dolu bir günah
            alevi yangılı bir kucakta
            günah işledim kinci, sıcak
            ve demirsi iki kol ortasında
Trả lời

dibebatmasanati

dudaklarımda gizemli bir sorunun gölgesi
          kalbimde huzursuz yangılı bir acı var
          bu asi ruhun avarelik gizemi hakkında
          bugün seninle söyleyeceklerim var
          

dibebatmasanati

kitabın ortalarına doğru şöyle sonuca varıyor:
            ey tanrı ey ölüme bulaşmış gizemli kahkaha
            ne yazık ki sana yabancıdır benim ağlamalarım
            ben sana kafir, sana münkir sana asi
            
            sana inat işte şeytan benim tanrım
Trả lời