dibebatmasanati

sızlayan şakaklar, bitmeyen ahlar,
          	kül olmuş düşler, karanlık sabahlar.

dibebatmasanati

kanımı akıtarak geldim bu noktaya. senden daha büyük canavarlarla savaştığım bir çocuklukla bedel ödedim. bu dünya beni kucakladığından daha çok sessizliğe gömdü. gördüklerimi hiç görmedin sen. dibi boyladığım çukur, cehennem kadar derindi. oradan çıkabilmek için onlarca yıl savaştım. ellerimde kan. ayaklarımda yaralar. daha fazlasına katlanamam diyordu zihnim. topla kendini dedim, buraya neşe bulmaya geldik, bulacağız. avlandım. katledildim. ve sonra dünyaya geri döndüm. canıma kasteden her canavarın canına okudum. şimdi sen kalkmış, beni tahtımdan etmeye çalışıyorsun. hayatımı adayarak var ettiğim bu tahttan... tatlım. bu iş senin boyunu aşar. senin gibi hokkabazlar eğlence olur ancak bana. dişime göre değilsin. ben öyle büyük şeytanlarla dans ettim ki.

dibebatmasanati

dudaklarımda gizemli bir sorunun gölgesi
          kalbimde huzursuz yangılı bir acı var
          bu asi ruhun avarelik gizemi hakkında
          bugün seninle söyleyeceklerim var
          

dibebatmasanati

kitabın ortalarına doğru şöyle sonuca varıyor:
            ey tanrı ey ölüme bulaşmış gizemli kahkaha
            ne yazık ki sana yabancıdır benim ağlamalarım
            ben sana kafir, sana münkir sana asi
            
            sana inat işte şeytan benim tanrım
Reply