Ask, insanin her seyini ortaya koydugu bir kumardir ve ben bu kumarda kaybettim. Ama kaybedisim bana acidan baska bir sey getirmediyse bile, en azindan gercegi gormemi sagladi. Cunku ask, insana yalnizca mutluluk vadeden bir sey degildir; ayni zamanda insanin en derin acilarini da beraberinde getirir. Gercek ask, guzellikten, neseden, zaferden ibaret degildir. O, bir carmihtir; insani yucelttigi kadar, yere seren bir guctur. Ve ben simdi, her seyimi kaybetmis haldeyken, askin bana ogrettigi en aci gercegi goruyorum: Sevgi, insana karsilik beklemeden verilmelidir. Zayif bir ruhun sevgisi, ancak alacagi karsiliga dayanir; ama guclu bir ruh, hicbir karsilik beklemeksizin sever. Iste simdi, gecenin karanliginda ve yalnizligin sogugunda, icimde hissettigim tek sey budur: Karsilik beklemeyen, kosulsuz, saf bir ask… Ve ancak bu tur bir ask, insani gercekten ozgur kilar.