siyahpapatya_51

Bir insan sadece üç defa karşılaştığım bir insan bu kadar özlenirmi
          İçimde fırtınalar koparken. Titrememesi için uğraştığım sesimle şöyle dedim
          "Hoş geldiniz"
          Gözlerimin içine bakıp tüm iç organlarımı birbirine soktu
          "Hoş bulduk
          
          

siyahpapatya_51

**********
          Ahsen
          Uyuyamıyordum saat kaçtı bilmiyorum ama....
          Aslında ben uyurdumda ne kadar heyecan olursa olsun ben uyurdum uyumasınada Zeynep kimseyi uyutmuyordu.
          Tüm askerleri ayağı dikmiş açıklama yapıyordu
          "Ahsen komutanınız vuruldu tamam mı"
          Bizim laz dehşet bir ifadeyle ayağı kaldı
          "Ne diyusun komitanum hangi it. Onun dalakla böbrağunun bağlanma noktasinu sikerum"
          Herkes şok olduğunu belli eden bir suratla laz uşağına bakarken. Bir tek Zeynep sırıtıyordu.
          Elini uzatıp idrisle tokalaştı
          "Tebrik edeyrum canım hemşerum böyle orijinal küfür duymamıştım"
          Bu sefer laz şok olmuş gibi baktı
          "Trabzon da duymadınız yani"
          "Haklısın duydum"
          Sonra ellerini çırptı
          "Gençler biz şimdi pusuya düştük tamam mı"
          İstanbullu beni dürtükleyim fısıldadı
          "Komutanım Zeynep teğmenin bir şeyi mi var"
          Hafifçe gülümsemekle yetindim
          Zeynep te bizde bir şok dalgası yaydı
          "Çocuk senin ümüğüne kaleşnikof mermisini düzerim"
          "Tebri edeyrum laz komitanum"
          Zeynep yumruğunu uzattı idris'te ona. Sonra yumruklarını tokuşturdular.
          "Kimse lafımı bölmüyor. Buraya bugün bir yüzbaşı gelecek ona numara çekiyoruz sakın belki etmeyin. Sadece pusu yedik Ahsen vuruldu siz fazla müdahale etmeyin her şeyi ben halladerim. Sadece Ahsen komutanınızı öyle gördüğünüzde çok korktuğunuzu söyleyin.
          Aha korna sesi geldi. Ahsen koş."
          Korna sesini duyunca herkes ayağa kalktı. Ben dondum. Zeynep beni itekleye itekleye dışarı çıkardı. Soğuk rüzgar yüzüme çarparken ben yanıyordum.
          "Neden yaptın bunu"
          "Anlatırım komutanım."
          O önde ben arkada ona yaklaştık aradaki mesafe kapanıyordu. Zeynep gidip ona sarıldı.
          "Bir şeyin varmı abicim"
          Dedi şefkat kokan sesiyle.
          "İyiyim abi ben"
          Dedi ondan ayrılırken. Öyle bir özendim ki keşke benimde abim olsaydı. Sonra kolunu Zeynep'in omzuna doladı. Bana baktı sonra.
          Koyu kahverengi gözler.
          Sımcacık yine
          

siyahpapatya_51

Hava kararmış Şırnkat merkeze varmıştım. Eski anılardan eser yoktu her yer yıkılmıştı yeni binaların temeli atılmıştı. Yolu uzatacağımı bilsemde arkalarda dar bir sokağa girdim. Sokağın sonunda büyük kasvetli binayı görünce gaz pedalına basamadım. Fazla yorgundum on bir saattir aralıksız yol beni harap etmemişti on bir saat boyunca Yeşim'i ilk gördüğüm günler harap etmişti beni. Onun özlemi. Dayanamayıp gittim o yetimhanenin önüne arabadan inip bana cehennem olmuş binaya baktım. Canlar aşağı inmiş her yerde kurşun izleri ve sokağa aydınlatmaya yetmeyecek bir lamba. O kadar yorulmuştumki arabaya sırtımı yaslayıp yere oturdum gözlerimi hafifçe kapattım oturdum öylece belki yarım saat belki bir saat bilmiyorum      
          Gözlerimi hafifçe açtığımda yıkık dökük binanın kapısından bir kadın çıktı. Gözlerimi kısıp gelene baktım. Gördüğüm kişiyle donup kaldım öylece. Yeşim. Yeşimim bana doğru geliyordu aradaki mesafeler azaldı azaldı yemyeşil gözleri sıcakık gülümsüyordu ama bileklerinden damla damla kan akıyordu. Yutkunup ona doğru yaklaştım yaklaştım ve sarıldım. Sımsıkı sardım onu bilekleriden akan kan yavaş yavaş kamuflaşıma bulaşıyordu. Yinede onu bırakmadım. Sonra yavaşça çekildi yemyeşil gözleri ışıl ışıldı.
          "Çok özledim yeşim"
          Cevap vermedi 
          Alnından öptüm
          "Beni bir daha bırakma"
          Elini yanağım üstüne koydu hafifçe okşadı
          "Biraz daha bekle sonra kavuşcaz"
          İrkilerek gözlerimi açtığımda olduğum yerde uyuya kaldığımı açtım. Şırnağa en son bir yıl ya da altı ay önce gelmiştim. Yine aynı şeyler oldu bu şehir bana yaramıyordu hemde hiç.

siyahpapatya_51

Hava kararmış Şırnkat merkeze varmıştım. Eski anılardan eser yoktu her yer yıkılmıştı yeni binaların temeli atılmıştı. Yolu uzatacağımı bilsemde arkalarda dar bir sokağa girdim. Sokağın sonunda büyük kasvetli binayı görünce gaz pedalına basamadım. Fazla yorgundum on bir saattir aralıksız yol beni harap etmemişti on bir saat boyunca Yeşim'i ilk gördüğüm günler harap etmişti beni. Onun özlemi. Dayanamayıp gittim o yetimhanenin önüne arabadan inip bana cehennem olmuş binaya baktım. Canlar aşağı inmiş her yerde kurşun izleri ve sokağa aydınlatmaya yetmeyecek bir lamba. O kadar yorulmuştumki arabaya sırtımı yaslayıp yere oturdum gözlerimi hafifçe kapattım oturdum öylece belki yarım saat belki bir saat bilmiyorum      
          Gözlerimi hafifçe açtığımda yıkık dökük binanın kapısından bir kadın çıktı. Gözlerimi kısıp gelene baktım. Gördüğüm kişiyle donup kaldım öylece. Yeşim. Yeşimim bana doğru geliyordu aradaki mesafeler azaldı azaldı yemyeşil gözleri sıcakık gülümsüyordu ama bileklerinden damla damla kan akıyordu. Yutkunup ona doğru yaklaştım yaklaştım ve sarıldım. Sımsıkı sardım onu bilekleriden akan kan yavaş yavaş kamuflaşıma bulaşıyordu. Yinede onu bırakmadım. Sonra yavaşça çekildi yemyeşil gözleri ışıl ışıldı.
          "Çok özledim yeşim"
          Cevap vermedi 
          Alnından öptüm
          "Beni bir daha bırakma"
          Elini yanağım üstüne koydu hafifçe okşadı
          "Biraz daha bekle sonra kavuşcaz"
          İrkilerek gözlerimi açtığımda olduğum yerde uyuya kaldığımı açtım. Şırnağa en son bir yıl ya da altı ay önce gelmiştim. Yine aynı şeyler oldu bu şehir bana yaramıyordu hemde hiç.

siyahpapatya_51

Ulan yanındaki itlere alfalık edip mağra bastığın için operasyonlara gidemiyorsun. Sonra benden bölgeye gitmek için izin istiyorsun. Hepsini geçtim sen manyaksın Zeynep senden daha manyak onun komutanı Zeynepten daha manyak. Üç psikopata mı bırakıcam şırnağı"
          Acaba Ahsenin ne manyaklığını görmüştü ki?
          ""Komutanım sadece iki gün gitmek için izin istemiştim"
          "Napıcan lan iki gün öyle bir gezicem hem Zeynebi de görmüş olurum"
          "Karıştıracağın haltlara zeynebide mi dahil etcen"
          Hayda ne dedik ne anladı
          "Komutanım izin verinde öyle gideyim her türlü gidicem zaten kusura bakmayın da Zeynep bir sınır karakolunda çaylak bir teğmen zaten askeri lisedeyken kızgındın ona yanında olmadık bari yanında olduğumuzu hissetirelim bir kerede"
          Ben böyle diyince biraz yumuşadı. Zeynep hiçde zorlanmamıştı gayette mutluydu. Dedesiyle Kürşad bilmese biz küçük abisi Alparslanla hep yanındaydık tüm veli toplantılarında üst sınıflarında biriyle kavga ettiğinde 
          Tabi Yunus amca bilmese de olurdu canım
          "Tamam lan tamam siktir git sadece iki günün var iki gün sonra bana tekmil vermezsen seni masa başına alırım"
          "Emredersiniz komutanım"
          Deyip hızla çıktım sıktığım yerlerimi serbest bırakıp derin bir nefes aldım.
          Şırnağa en son Songül ablamla gitmiştim iki sene boyunca orda olan operasyonların hiç birine katılmamış sınırında dahi geçmemiştim. Bunları boşverip yola koyuldum

siyahpapatya_51

"Abi O.....o vuruldu"
          Zeynep nerdeyse ağlayacak gibi çıkan sesi beni çileden çıkartıyordu.
          "Tamam ben şimdi yola çıkıyorum"
          Zeynep telefonda dikkatli ol gibi bir şey mırıldandı duymayıp telefonu kapattım
          Kürşad ve Zeynebin dedesi Korgeneral Harun Albayrak'tan izin alıp yola çıkmam lazımdı.
          Kapıyı kıracak gibi çalıp gel komutunu dinlemeden içeri daldım. Korgenaral Yunus Albayrak kaşlarını çatmış her zamanki ciddiyetiyle bana bakıyordu. Saygıyla selam verip rahat demesini bekledim. Bu adamın yanına ne zaman girsem bir tedirginlik sarardı bedenimi. Uğraşırdım ara sıra diklenirdim yine de çok büyük bir saygısızlık yapmaktan çekinirdim. Oğlunu da gelininide bu vatan için şehit vermiş bir kere bile isyan etmemeiş,iki torunu bu vatana asker birini savcı olarak yetiştirmiş. Onlar için tedirgin olursa olsun gıkını bile çıkarmamış. Yunus Albayrak işte...
          Şimdi saygızca içeri girmemin nedenlerini bir bir kafasında kurguluyor ama asla bana sormuyordu. En sonunda pes etti.
          "Rahat yüzbaşı, hayırdır sabah sabah"
          "Bir maruzatım vardı komutanım"
          "Söyle"
          "Şırnak'a gidebilir miyim"
          "Af buyur"
          "Şırnak komutanım gidebilir miyim"
          Yine bana soran gözlerle bakınca ben yine dalgaya vurasım geldi.
          "I go to Şırnak mi?"
          Elini masaya vurup bağırdı 
          "Yüzbaşı seni go to go to si.."
          Küfrü yarım bırakması için aniden araya girdim
          "Komutanım namusuma dil uzatmanız yani etik bir davranış değil"
          "Gidemezsin bir yere otur oturduğun yerde"
          Cidden zaten yeterince lak lak yapmıştım.
          "Komutanım ben her türlü gidicem size saygısızlık yapmamak için sizden izin istedim. Biraz anlayışlı olsanız"

siyahpapatya_51

ÖMER
          Ben Özel kuvvetler yüzbaşısı Ömer Özkan,mensubu olduğum tim görevdeyken çöpçatanlık yapıyordum ve anlamlandıramadığım bir şekilde bana eğlenceli geliyordu.
          Menopoz mı girdim acaba?
          Siktir lan 
          İki aydır operasyon yok
          Leş yok
          Aksiyon yok
          Ben kafayı buldum arkadaş.
          Zeynebin attığı son mesaja cevap vermedim. Telefon arka arkaya ötüyordu ama şuan beynimdeki hasarın yüzdesini hesaplamaya çalışıyordum.
          Telefonun sesini kısmayarak kendime işkence ettiğimi biliyordum
          Sabırsız cadı mesajlarına cevap vermeyince aramaya başladı. Açmadım
          Sonra tekrar tekrar tekrar
          Bana ne ya Türkerden 
          Anası bulur ona kız
          Eee Yusuf'a alırız ordudan bir gelin
          Kürşad'a bekar kalsada olur. Zeynebin görümce olduğu bir eve gelin gidecek kadar gerizekalı bir kız bulamayız zaten.
          Ya da öyle biri var Kürşadın diğer kardeşi evliydi
          Allah sabır versin.
          Neyse ki Zeynep Emir ali'yi tanımıyor. Ona kız bulmaya kalkarsam beni vurur.
          Telefon bir hışımla açtım
          "Bir rahat ver kızım ya"
          "Ömer abi"
          Sesi mi titredi onun.
          "İyi misin abicim sen"
          "O vurulmuş pusu kurmuşlar ben ben napıcam"
          "Kim vurulmuş"
          "Tim komutanımız"
          "Yarası ağırmı"
          "Biri kolundan biri omzunu sıyırıp geçmiş"
          Oh be önemli bir şey değilmiş .
          Çağlak bir teğmenin sınır karakolunda ne işi var Allah aşkına 
          "Komutanının ismi ne"
          "Ahsen aydoslu"
          Kaşlarım anında çatılmış tüm kaslarım gerim gerilmişti.

siyahpapatya_51

"Nasıl siz Songül yakutla yakınmıydınız"
          
          "Hemde çok"
          
          Kaşlarını çatıp düşünmeye başladı.
          Buraya geldiğinden beri iki aydan beri ilk ciddi suratı.
          
          "En son ne zaman gördün"
          
          "Songül ablamın cenazesinde"
          
          "Sana herhangi bir şey dedi mi?"
          
          "Kendine iyi bak dedi"
           Kendi kendine düşündü biraz sonra bana döndü
          
          "Şimdi bulduğumuz verileri toplayalım ortak bir nokta Songül Yakut ikinizinde bu hayatta en sevdiği insanlar arasında,artık ortak bir yön ben
          Kendine iyi bak ayrılık konuşması"
          
          Algılayamıyordum niye bunu yapıyordu
          
          "Neden bunu yapıyorsun?"
          
          "Bir şeylere emin olduktan sonra anlatırım ya da hep susarım komutanım"
          Çekinerek Zeynep'e baktım. Sorsamıydım acaba 
          
          Yok sormayayım.
          
          "Ömer Yeşim'i ne kadar severdi"
          
          Sordum.
          
          "Çok her şeyden çok"
           Susutum. Sustu
           ‎"her neyse bugün ağlama numarası yapacak kadar ileriye gittim Ömer'in gelmesi uzun sürmez"

siyahpapatya_51

"Nasıl siz Songül yakutla yakınmıydınız"
          
          "Hemde çok"
          
          Kaşlarını çatıp düşünmeye başladı.
          Buraya geldiğinden beri iki aydan beri ilk ciddi suratı.
          
          "En son ne zaman gördün"
          
          "Songül ablamın cenazesinde"
          
          "Sana herhangi bir şey dedi mi?"
          
          "Kendine iyi bak dedi"
           Kendi kendine düşündü biraz sonra bana döndü
          
          "Şimdi bulduğumuz verileri toplayalım ortak bir nokta Songül Yakut ikinizinde bu hayatta en sevdiği insanlar arasında,artık ortak bir yön ben
          Kendine iyi bak ayrılık konuşması"
          
          Algılayamıyordum niye bunu yapıyordu
          
          "Neden bunu yapıyorsun?"
          
          "Bir şeylere emin olduktan sonra anlatırım ya da hep susarım komutanım"
          Çekinerek Zeynep'e baktım. Sorsamıydım acaba 
          
          Yok sormayayım.
          
          "Ömer Yeşim'i ne kadar severdi"
          
          Sordum.
          
          "Çok her şeyden çok"
           Susutum. Sustu
           ‎"her neyse bugün ağlama numarası yapacak kadar ileriye gittim Ömer'in gelmesi uzun sürmez"

siyahpapatya_51

"Ya sabır. Komutanım sen sadece sorularıma düzgün cevaplar ver"
          
          "Ne sorusu"
          
          Sinirli sinirli suratıma baktı. İlk defa biri tarih alsın nolur.
          
          "Soru bir Ömer Özkan'ı ne zamandan beri tanıyorsun, daha doğrusu ilk ne zaman gördün son görüşmeniz nasıl oldu"
          
          "Ben tanımıyorum ki"
          
          "Komutanım yalan söyleyemiyorsun. Ya da söylüyorsundur da bazı konularda anlarsın işte ya. Bir de benim psikolojik harekat uzmanı olduğumu varsayarsak"
          
          "Sen ne kadar kurs aldın"
          
          "Öyle fazla bir şey değil. Yaklaşık bir yıl kadar ama sekiz yaşından beri okuduğum kitaplar. Ailedekilerinde katkısı var yani yarısı asker yarısı hukukçu onlarda genellikle bir şeyleri saklamak için yalan söylerler neyse ne komutanım soru cevabını alalım"
          
          "Sorgudamıyım lan ben"
          
          "Sende amma nazlandın komutanım sabahtan beri kıvırta kıvırta bir hal oldun"
           
          Kafasına sertçe geçirdim 
          Sadece gülümsemekle yetindi.
          Hayır hayır sırıtmadı çok farklı yani
          Bir yanım deli gibi anlatmak istiyor diğer yanım susuo kalıyordu
          Sonunda pes edip sorularını cevap verdim.
          
          "18 yaşındayken tanıştım Songül yakut'a üniformasını getirmişti ilk o an"