gaadesh
Hiç. Hiçbir şey yazmadı. Bu olağan bir şeymiş gibi yaşamaya alıştırmalıyım kendimi.
@gaadesh
0
Works
0
Reading Lists
3K
Followers
Hiç. Hiçbir şey yazmadı. Bu olağan bir şeymiş gibi yaşamaya alıştırmalıyım kendimi.
Hiç. Hiçbir şey yazmadı. Bu olağan bir şeymiş gibi yaşamaya alıştırmalıyım kendimi.
Elbet vardı bir bildiğin. Beni çekerken, sonra iterken ve tekrar çekerken. Beni kör bıçakla bağırta bağırta keserken bildiğin bir şeyler vardı. Lütfen bildiğin bir şeyler olmuş olsun.
Beklediğim aylarla hatırlayacağım seni, bana gelişinle. Bana olduğunu düşündüğüm gelişinle. Senin peşinden gelmenin güzelliğiyle ve bunun seni rahatsız edişiyle hatırlayacağım. Şu ellerimi vurduğum duvarların sesiyle hatırlayacağım.
Seni çok büyük bir aşka arkanı dönen cesaretinle hatırlayacağım. Ya da korkaklığınla. Seni en güzel hâlinden en çirkin hâline kadar nasıl çoğalarak sevdiğimle hatırlayacağım ve çarptığım duvarlarınla. Seni düşme diye sımsıkı tuttuğum ellerimle hatırlayacağım. Her şeyi karşısına alıp, sana sonsuz inanan çocuk tarafımla hatırlayacağım seni.
Seni tanıyorum yarısı kırışmış eski bir fotoğraftan müstakil renkli, yapay ve sığ
Şahitlik edebileceğim çok şey var aslında dürüst bir katilin kökten gelen ahlâkı veya kurbanın riyası dışında bana aldırma.
Seni tanımlıyor oluşum nedenine yabancı kabuksuz yaradan yarı giyinik bir ölüyü darmadağın suratında teşhis eder gibi
Utancıma verdiğim addır yeryüzü beni iki kere tersten yazacak tarih Musa'dan beri yarılan bir suyun habercisiyim bir tırtılsa gölgem, gövdemden ağır çıkar herkesi besteleyen bir nota var ağzımda bir de denizin dikişleri patlayana dek koşmak her bıçağı körelten bir talimdir aslında çok keskin bir cümlenin ortasında susmak.
Utancıma biçtiğim ömürdür Kudüs beni iki kere intifada sayacak tembih Davut'tan beri okunan bir şiirin ilk hecesiyim bu sınavdan yalnız kitaba bakanlar muaf olacak.
Utancıma seçtiğim renktir hüzün beni iki kere ibda edecek ölüm İsa'dan beri kanayan bir kanın şahidiyim tahtalardan söktüğüm çivileri özenle saklıyorum kafadan sayabildiğim tam üç mevsim var aklımda tam on bir ay, en az altı gün, en az bir yaşamak kavminin çıktığı bir mıhla dolaşmak zordur alnında zordur yangın ortasında hasara pansuman yapmak.
Kederimin ağırlığı ile mücadele ederken sürekli omuzlarımı düzeltiyorum.
Sen, benden; gözüm kapalı sırtımı bir duvara yaslamanın, şüphe uyandırmayan rahatlığını çaldın. Bundan sonra kale olsa da ardımda, bir önemi yok .
Sen, benden; ölümün son olmadığı umudunu çaldın. Şimdi gidip bir yerlerde yaşasan da, bir önemi yok.
Sen, benden; bu küçük şehrin dar sokaklarında sana rastlamanın mahdut inancını çaldın. Bundan sonra gelişigüzel aradığım o köşe başındaki ankesörlü telefonu açsan da, bir hükmü yok.
Sınırlar, hep sınırlar. İçimdeki ağacın kökleri büyüdü, öfkemi sardı. Bağırmadan kısılan sesim, geceleri uykumdan üç defa kaldırdı.
Sınırlar, arzular. Merdivenlerden iniyorum koşarak, düşmekten değil, düşme ihtimalinden daha çok korktum. İki yaşında inancım kucağımdan sökülüp alındı, artık kızgın değilim.
Ben burada bir mermi çekirdeği olarak yakın zamanda ve soğuk barutsuz kalacağım anlatacağım Tüm ihtimalleri teker teker hem de bir bulutun en serin neminden kayıp bir rüzgârın yokluğuna kadar beni bir sokak gibi dinleyeceksin bunu bir yasak gibi sevecek çok solunmaktan olacak havadaki azlık miktarım
Senin olabilecekler olacak ellerimde bir tutam saç veya gövdenin biçimine yabancı bir sürü görünmez giysi dağınık bir koku gibi yerleşecek aklına saklayıp yerini unuttuğun eski bir yüzün gülümsemesi öldürüp karyolanın altına tıktığın bir ceset gibi yeniden yeşerecek Ateş edeceksin silah tutukluk yapacak ben burada ölçüsüz kalacağım hacmim kütlem anlaşılmayacak.
Ödüm kopar kıyamet kopar parmaklarım kopar, parmaklarının arasında ben dilime saplanmış bir bıçak gibi taşırım adını giderken -aklımda
ikiyüzotuzaltı.
Both you and this user will be prevented from:
Note:
You will still be able to view each other's stories.
Select Reason:
Duration: 2 days
Reason: