Ben Güler ailesinin en küçük ferdiyim. Küçük dediğime bakmayın boyum ablalarımdan uzun :))) Kalemi elime aldığımda sanki bana sihirli bir değnek dokunmuş gibi hissediyorum. Biliyorum ki o kalemle dünyayı dolaşırım. Boğaza karşı olan villamda beş çayımı içer, kutuplarda pengüenleri izler, çölde bir safari turuna çıkar, Dominik'e gidip Turabi'nin ağzını burnunu dağıtırım. Geri gelirken de İtalya'da bol soslu bir sipagetti yer karnımı doyururum. 

Evet... Bunu sadece bir kalem ve bir kağıtla yapabiliyorum. Ne büyük bir sihir değil mi?

Cebimde o renkli kağıt parçaları olmadan hem de...