Yakında...
Bazı soruların cevabını geçmiş, geçmişin hesabını da bir çift göz verebilirdi. Peki geçmiş iki kişilikse, nasıl tek bir kişinin hafızasında olabilirdi?
Şüphesiz, bazen bilinen ya da bilindiği sanılan gerçekler yanlış çıkabilirdi. Peki insan yaşadığını anın yanlış olduğunu düşünürse ne yapabilirdi?
Çok fazla sorum vardı, havada asılı kalan ucunda da boynumun asıldığı bir urgan vardı sanki. Geçmişin ve anın faturası şüphesiz ki çok kalabalıktı. Mesela ihanet ne zamandan beri bir seçenekti? Hangi anı iki kişi değil de aslında tek kişi paylaşmıştık? Ne zamandan beri bir çift göz gökyüzünü bana dar etmişti? Ve ne zamandan beri şüphelerim gerçekti? İçkinin etkisi beni terk ettikçe kalbimin tüm doğrularının tekrar kırıldığını daha iyi anlıyordum. Ve anlamak artık yanında acıyı da getiriyordu. İçimde zift gibi biriken bir öfke vardı.
Zift.
Bir parça okyanusun derin denizlerinden, tüm kara sularının bir parçasıymış, gökyüzünün en karanlık tarafıymışcasına zift dolu gözleri. Herkesin belli ki bildiği, benim bilmediğim ama aslında ikimizin paylaştığı geçmişin boynumda bir yerde bir sızı olarak saklı olduğunu hissederek elim istemsizce boynuma gitti.
Zift.
Gözleri içimin karasıydı.
Sevdamın karasıydı.
R.C.